Kızlık Zarı Dikimi Sonrası İyileşme Süresi

Kızlık zarı dikimi, istenmeyen durumlarda tercih edilen operasyonlardan biridir. Vajina girişinde bulunan kızlık zarının yırtılması sonucu tekrar eski haline getirmek için doktorlar işlemler gerçekleştirmektedir. Kızlık zarı dikimi geçici ve kalıcı olarak iki farklı çeşittir. Kısa sürede evlilik yoluna girmeye hazırlanan kadınlar için geçici kızlık zarı dikimi uygulanırken, daha uzun vadeli sonuç almak isteyenler içinse kalıcı kızlık zarı dikimi işlemi uygulanmaktadır.

Kısa operasyon ile gerçekleştirilen kızlık zarı tamiri sonrasında iyileşme süreci devreye girmektedir. İyileşme süresi değişkenlik göstermekle birlikte dikkat edilmediği taktirde uzayabilmektedir. Doktor öneri ve tavsiyelerine uyulduğu müddetçe iyileşme süresini en verimli şekilde geçirerek günlük aktivitelerinize rahatlıkla devam edebilirsiniz. Kızlık zarı dikimi sonrası iyileşme süreci şu şekildedir;

  • İyileşme süresi, kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte doktorun tecrübe ve yöntemlerine göre de farklılık gösterebilir.
  • Geçici kızlık zarı dikiminde iyileşme süresi en fazla 4 günü bulmaktadır. Bu operasyonun yapılmasının sebebi kısa süre içerisinde ilişki olması beklentisidir.
  • Kalıcı kızlık zarı dikiminde ise iyileşme süresi yaklaşık 20 gündür. Şayet bu işlem vajina daraltma operasyonu ile birlikte gerçekleşmişse iyileşme süresi 40 günü bulabilmektedir.

Kızlık zarı dikimi, her kadında aynı reaksiyonu göstermemektedir. Yapısal nedenlerden kaynaklanan doku, iyileşme sürecine etki etmektedir. Özellikle işlem sonrasında hissedilen kaşıntı, iyileşmenin belirtilerindendir. İyileşme süresi boyunca dikkat etmeniz gereken hususlar ise şu şekildedir;

  • Enfeksiyon riskine dikkat etmelisiniz,
  • Kabızlık riskini önleyerek bol lifli gıdaları tercih edebilirsiniz.
  • Dikişlere zarar vermemek için kuvvetli ve güçlü öksürükten kaçınmalısınız.
  • Ayakta duş almalısınız.
  • Hijyen kurallarına özen göstermelisiniz.
  • Deniz, hamam, sauna gibi ortamlardan bir süre uzak durmalısınız.
  • Bir süre dar kıyafetlerden kaçınmalısınız.
  • Ağır sporlardan uzak durmalısınız.
  • Doktor tavsiyesi ve yazılmışsa reçeteye harfiyen uymalısınız.

Operasyon sonrasında verilen hususlara dikkat etmeniz halinde iyileşme süresi de kısalabileceği gibi bu süreç sizler için çok rahat geçecektir. Çoğu kişinin tedirgin olduğu kızlık zarı dikimi işlemi anestezi altında gerçekleşip yaklaşık 10 dakika sürecektir. Kızlık zarı dikimi Mersin, işlem hakkında tüm detayları sizlere aktaracak alanında uzman doktorları sizlere sunacaktır. Özellikle işlem sonrasında iyileşme süresini olumsuz etkileyen bazı faktörleri şu şekilde belirtmektedir;

  • Enfeksiyonlar,
  • Sigara ve alkol kullanımı,
  • Diyabet ve hipertansiyon gibi bazı hastalıklar,
  • Vajinaya zarar verecek tampon kullanımı ve mastürbasyon,
  • Genital bölgenin temizliğine özen göstermeyip nemli bırakmak.

Kızlık Zarı Dikimi Sonrası Enfeksiyon Belirtileri

Kızlık zarı dikimi sonrası, yeterli özen gösterilmediği taktirde enfeksiyon belirtileri gösterebilmektedir. Kızlık zarı operasyonun iyi sonuçlar vermesi için operasyon sonrasında enfeksiyonlardan korunmak oldukça önemlidir Öncelikle alanında tecrübeli ve deneyimli hekimlere başvurmak en iyi sonuçları almanıza büyük etkendir. Geçici veya kalıcı işlemden sonra mutlaka temizliğe özen gösterilmeli, genital temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Enfeksiyon riskini artıran havuz ve deniz gibi ortamlardan uzak durulmalıdır. Kadınlarda kızlık zarı dikimi sonrası çeşitli enfeksiyon belirtileri gözlemlenebilmektedir. Bunlar genellikle;

  • Kötü kokuya sahip ve sarımtırak vajinal akıntılar,
  • Ateş,
  • Vajina bölgesinde yanma hissi,
  • Vajina bölgesinde ağrı hissi,
  • Pelvik ağrılar,
  • Kasıklarda yoğun ağrı,
  • Kızarıklık,
  • Yoğun ve uzun süreli kaşıntı hissi olarak kendini göstermektedir.

Yukarıdaki belirtileri gösterdiğinizi düşünüyorsanız Mersin kızlık zarı dikimi aracılığıyla bizimle iletişime geçebilir, gerekli özeni gösterebilirsiniz. İşlem öncesi ve işlem sonrası hakkında tüm detaylar sizlerle paylaşılacaktır. En çok merak edilen hususlardan biri olan kızlık zarı dikimi fiyat konusunda sizler için en iyisini garanti ediyor, her kesime hitap etmeye devam ediyoruz.

Geçici Kızlık Zarı Dikimi

Kızlık zarı, cinsel ilişki ya da çeşitli darbeler sonucu yırtılabilmektedir. Evliliklerde kadınlar için problem olabilen bu durum çeşitli operasyonlarla düzeltilebilmektedir. Kızlık zarı dikiminin başarılı olabilmesi için alanında uzman hekim ve doktorların müdahalesini gerekir. Geçici kızlık zarı dikimi, evliliklerde ya da normal yolla girilecek cinsel ilişkiden 1 hafta önce yapılmaktadır. Yaklaşık 20 güne yakın bir öncelikte yapılması önerilmemektedir. Çünkü geçici kızlık zarı dikiminde kullanılan dikiş ipleri hızla eriyen bir yapıya sahiptir.

Mersin kızlık zarı dikimi, geçici ve kalıcı şekilde ikiye ayrılmaktadır. Kalıcı kızlık zarı dikimi uzun süre kalabilen işlemdir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen bozulmaz. Bu sebeple evlilik süresi yakın olan kişilere uygulanan tür geçici kızlık zarı dikimi işlemidir. Bu operasyonda yapılan işlemler şu şekildedir;

  • Lokal anestezi ile birlikte uygulanır ve ağrı sızı çok hissedilmez.
  • Kızlık zarı dokusunun arka kısmına dikişler atılmaktadır. Bu işlemle birlikte vajina ağız kısmı torba halini almaktadır.
  • Dikim işleminde özel iplikler kullanılır ve vajina girişi daraltılır.
  • Cinsel ilişki esnasında kanama görülmektedir.
  • İşlem yaklaşık 10 dakikayı bulabilmektedir.

Kliniğimiz alanında uzman hekimler aracılığıyla yapılan operasyonlar başarılı sonuçlar vermekte kolay iyileşme sağlamaktadır. İşlem sonrası ile ilgili süreç hakkında bilgi edinmek için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Geçici Kızlık Zarı Dikimi Sonrası İyileşme Süreci

En çok merak edilen hususlardan biri de geçici kızlık zarı dikimi sonrasında iyileşme sürecinin nasıl olduğudur. Lokal anestezi ya da genel anestezi uygulanarak yapılan kızlık zarı dikimi sonrasında günlük işlerinize rahatlıkla devam edebilirsiniz. Çoğu operasyonda olduğu gibi kızlık zarı dikimi operasyonu sonrasında da dikkat etmeniz gereken durumlar mevcuttur. İyileşme süresi kısa olsa bile hekiminiz mutlaka operasyon öncesi ve sonrasında sizleri bilgilendirecektir. Verilen tavsiyelere uymanız halinde süreç çok çabuk ve en verimli şekilde geçecektir. Geçici kızlık zarı dikimi sonrasında dikkat etmeniz gereken durumlar şu şekildedir;

  • Ağır sporlardan bir süre kaçınmalısınız.
  • Bisiklet ya da motor sürmek biraz ertelenmelidir.
  • Hijyeni aksatmamalı, gerekli özeni göstermelisiniz.
  • Bu dönemde cinsel ilişkiden kaçınılması gerekir.
  • Doktor kontrolü aksatılmamalı, reçete verilmişse harfiyen uyulmalıdır.

Kızlık zarı dikimi sonrasında duruma göre hafif ağrılar görülebilmektedir. Ağrı boyutu hafifse doktorunuza danışarak ağrı kesicilerden faydalanabilirsiniz. Bununla birlikte işlem sonrası hafif lekelenmeler görülebilmektedir. Bu durum çok normaldir. Fakat yoğun ağrı ve fazla akıntı görüldüğü taktirde hekime başvurmalısınız. Kızlık zarı dikimi sonrasında iyileşme belirtileri şu şekilde kendini gösterebilmektedir;

  • Kızlık zarı dikiminden sonra kendiliğinden kanama durumu olmaması,
  • Operasyondan sonra belirgin şekilde ağrının ya da acının hissedilmemesi,
  • Ortalama 5-6 gün içinde dikişlerin kendiliğinden erimesinden kaynaklı o bölgede hafif kaşıntı hissi,
  • Doktor kontrolünde dikilmiş kızlık zarının sağlıklı olarak iyileştiğinin gözle görülecek şekilde olması.

Kızlık zarı dikiminde iyileşme süreci kalıcı ya da geçici olması durumunda da farklılıklar göstermektedir. Geçici kızlık zarı dikiminde yaklaşık 1 hafta içinde cinsel ilişki gerçekleşeceği için bu sürenin çok önemi yoktur. Kalıcı kızlık zarı dikiminde ise iyileşme süresi 4 veya 6 hafta gibi bir sürede iyileşmektedir. Fakat her iki işlemde de iyileşmeye etki eden olumsuz durumlar bulunmaktadır. Bunlar;

  • Genital hijyene özen göstermemek,
  • Bölgenin nemli kalması,
  • Genital temizliğin arkadan öne doğru yapılması,
  • Çeşitli vajinal enfeksiyonlar,
  • Tampon ve benzeri aletlerin vajinayla teması.

Mersin kızlık zarı dikimi, uzman ve ilgili hekimlerce yapılan işlemlerden biridir. Kişi mahremiyetine önem verilerek gerçekleştirilen işlemlerde sağlığınız için en etkili yöntemler uygulanmaktadır. Geçici kızlık zarı dikimi, kalıcı kızlık zarı dikimi, vajina küçültme işlemleri gibi çeşitli sorunlara çözüm sağlanır. İletişime geçmeniz halinde kızlık zarı dikimi fiyat, işlemler, hekim bilgisi ve diğer bütün sorularınıza yanıt alabilirsiniz.

Kızlık Zarı Dikimi

Kızlık zarı, vajina girişinde bulunan ince ve küçük doku parçasından oluşur. Bu doku parçaları fetal gelişimden gelmektedir. Kızlık zarının boyutu, şekil ve kanlığı kişiden kişiye değişmekte olup zamanla değişiklik gösterebilmektedir. Toplumda kızlık zarı zar olarak düşünülmektedir fakat gerçek bir zardan oluşmamaktadır. Anatomik herhangi bir işlevi olmamakla birlikte genellikle doğurganlık çağından önce mikroorganizmaları engellediğine yönelik bilgiler mevcuttur. Kızlık zarının şekilleri şu şekildedir;

  • Dairesel,
  • Hilal şeklinde,
  • Bölmeli,
  • Çok delikli,
  • Deliksiz,
  • Küçük delikli,

Kızlık zarı dikimi, pek çok nedenden dolayı yapılabilmektedir. Halk arasında bekaret tamiri olarak da adlandırılan dikim işlemi vajina estetiği ameliyatları arasında sayılabilmektedir. Kadınlar cinsel ilişki sonrasında, genital bölgeye alınan darbeler sebebiyle ya da istenmeyen cinsel ilişkiden kaynaklı bu yola başvurabilmektedir. Bu durumların haricinde yapılan sporlar, mastürbasyon, bilinçsiz tampon kullanımı gibi durumlarda kızlık zarının yırtılmasına sebep olabilmektedir. En çok merak edilen kızlık zarı dikimi nasıl yapılır? hususundan bahsedelim.

Kızlık Zarı Dikimi Nasıl Yapılır?  

Kızlık zarı dikimi iki farklı şekilde yapılabilmektedir. Bunlar geçici ve kalıcı kızlık zarı dikimi olarak adlandırılmaktadır. Geçici kızlık zarı dikiminde genellikle o bölge uyuşturulur ve kızlık zarına dikişler atılır. Yaklaşık olarak 10 dakika içerisinde işlem tamamlanır. Dikim sonrası 2-3 gün içerisinde cinsel ilişki olursa dikişlerin olduğu bölgeden kanama tekrar görülür. Cinsel ilişki esnasında kanama görülmesi çok yüksektir. Fakat onarımdan 3 gün sonra dikişler erimeye başlar ve kanama olmaz. Geçici kızlık zarı dikimi olarak adlandırılmasının sebebi budur. Kızlık zarı dikimi işlemi gördükten sonra gün içerisinde normal hayatınıza devam edebilirsiniz.

Kalıcı kızlık zarı dikiminde ise vajina girişi ve kızlık zarı arasında yeni bir kızlık zarı oluşturulur. Bu yönteme flep yöntemi ya da kalıcı kızlık zarı dikimi de denmektedir. İlişki esnasında kanama olması için yapılmaktadır. Bu yöntem minimum 1 ay sonra evlilikle cinsel ilişki yaşanması için uygulanan cerrahi yöntemlerdendir. Bu işlem anestezi ile yapılarak yaklaşık 20 ile 30 dakika sürebilmektedir. Kalıcı kızlık zarı dikiminde;

  • Flep operasyonları,
  • Mikrocerrahi primer onarım,
  • Vajina daraltma primer onarım şeklinde gerçekleşebilmektedir.

Flep Yöntemi

Bu yöntem genellikle uzun süreli ve kalıcı kızlık zarı dikimi işlemlerinde tercih edilmektedir. Flep operasyonunda vajina alt duvarından doku parçası çıkarılır ve vajinanın yan duvarlarına dikilir. Bu sayede vajina girişi daralır, cinsel ilişki esnasında kızlık zarı tekrar yırtılır ve kanama meydana gelir.

Mikrocerrahi Yöntemi

Kızlık zarı dikimi işlemlerinde avantaj ve kalıcılık sağlayan işlemlerden biri de mikrocerrahi işlemidir. Kızlık zarında bulunan yırtık parçalar kesilir ve bu yöntem ile bir araya getirilir. İşlem esnasında ağrı ve sızı hissedilmemekle birlikte iyileşmeler hızlı gözlemlenir. Herhangi bir jinekolojik muayenede işlemin gerçekleştiği anlaşılmamaktadır.

Vajina Daraltma Yöntemi

Çeşitli sebeplerden ve uzun süreli ilişkilerden kaynaklanan vajina genişlemesi durumu kadınlar arasında yaygın bir durumdur. Bu işlem genellikle kızlık zarı dikimi ile birlikte aynı seansta gerçekleşebilmektedir. Hekiminiz sizin için en uygun olana karar verecektir.

Mersin kızlık zarı dikimi, hasta hassasiyetini gözeterek tüm işlemleri titizlikle yürütmektedir. Gerekli muayene ve tetkikler konulduktan sonra alanında uzman hekimlerimiz hastalarının mahremiyet ve gizliliğine önem vermektedir. Ağrısız ve sızısız operasyon sonrasında dikkat etmeniz gereken hususlar şu şekildedir;

  • Doktor önerisine ve verilen reçeteye harfiyen uymalı, dikkate almalısınız.
  • Kızlık zarına atılan dikişler sonrasında dikişler iyileşene kadar dar kıyafet tercihlerinden uzak durmalısınız.
  • Ani hareketlerden kaçınmalı, ağır yükler kaldırmamalısınız.
  • Kişisel hijyeninize özen göstermelisiniz.
  • Kontrollerinizi aksatmamalı, düzenli olarak doktorunuza başvurmalısınız.

Kadınların sıklıkla araştırdığı hususlardan biri de kızlık zarı dikimi fiyat kısmıdır. Fiyatlar kliniklere ve tıbbi müdahalelere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Kalıcı ve geçici dikim işlemlerinde de doktorlardan farklı fiyatlar alabilmeniz mümkündür. Genel olarak 2023 yılında kızlık zarı dikimi fiyatları 6000-9000 TL arasında değişkenlik gösterebilmektedir. Maaliyete etki eden önemli hususlar arasında kullanılan malzeme, yapılacak anestezi yöntemleri ve kızlık zarı dikimine ek olan hizmetlerdir.  Kızlık zarı dikimi Mersin ile iletişime geçerek detaylı bilgi alabilir, avantajlardan yararlanarak size sunulan en iyi hizmetlerden faydalanabilirsiniz.  

Adet Gecikmesi Nedir? Regl Gecikmesi Neden Olur?

Adet, (regl/menstrüasyon) kadınlarda ergenlik döneminde başlayarak menopoz dönemine kadar devam eden, sağlıklı bir kadında 28 günde ya da 21 ile 35 günde bir tekrarlanan bu döngüde rahim kendini gebeliğe hazırlar. Gebelik oluşmadığında rahmin içinde bulunan dokunun bazı bölümleri dökülür ve vücuttan vajinal yol ile atılır. Ortalama yaş aralığı 10- 12 olarak kabul edilse de daha erken yaşlarda ya da daha geç yaşlarda da regl döngüsü başlayabilir. Regl tamamen doğal ve fizyolojik bir durum olup, kadınların üreme sisteminin sağlıklı bir şekilde çalıştığının göstergesidir. Adet döngüsü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiğinde 28 ya da 21-35 günde bir 2 ila 7 gün arasında yaşanmaktadır. Adet gecikmesi gibi bir durumun söz konusu olması için normal döngünün en az 7 gün boyunca gerçekleşmemiş olması gerekmektedir. Adet gecikmesi neden olur sorusunun birçok cevabı bulunmaktadır. Adet gecikmesi genel olarak, normal döngünün dışında 36 gün boyunca adet görememe durumuna denebilir.

Adet Gecikmesi Neden Olur?

Kadınların çoğunda yaşamlarının belli bir döneminde adet gecikmesi/ düzensizliği gibi durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu durum bir yıl içinde 2 ya da 3’ten daha fazla tekrarlanıyorsa bazı sağlık problemlerinin olduğu söylenebilir. Siz de uzun süreli sağlık problemi yaşıyorsanız Mersin kadın hastalıkları uzmanı gibi uzmanlardan yardım alabilir ve muayene olabilirsiniz.

Adet gecikmesinin başlıca sebepleri:

  • Hamilelik,
  • Yoğun egzersiz programları,
  • Kronik hastalıklar, erken menopoz,
  • Aşırı stres,
  • Ani kilo kaybı ya da alımı,
  • Polikistik over sendromu,
  • Kontrolsüz diyabet,
  • Doğum kontrol hapları
  • Aşırı aktif tiroit bezi gibi faktörlere bağlı adet gecikmesi yaşanabilmektedir.

Adet gecikmesinin en sık nedenlerinden biri gebeliktir. Bir cinsel ilişki korunmalı olsa bile adet gecikmesi durumunda hamilelik testi yaptırılmalıdır.

Yoğun egzersiz programları da adet gecikmesine sebep olabilir. Çünkü egzersizlerin yoğunlaşıp buna rağmen alınan besinlerin miktarı aynı oranda artmadığı için vücut bu durumu kaldıramayarak adet gecikmesine yol açabilir. Hormon dengesini koruyarak sağlıklı besinler ve doğru egzersiz yöntemleriyle bu gibi sorunları engelleyebilirsiniz.

Kronik hastalıklar, yaşamımızın uzun süreli dönemlerinde ya da tamamında etkili olduğu için adet düzensizliklerine sebep olabilirler.

Kadınlarda Menopoz adet döngüsünün ve yaşlarının doğal bir oluşumudur. Menopoz genellikle 45-55 yaş aralığındaki kadınlarda görülmeye başlanır. Menopoz döneminde adet kanaması aralıklı şekilde azalır ve en sonunda tamamen kesilir. Bunun nedeni, östrojen seviyesinin düşmesi ve yumurtlamanın düzensiz hale gelmesidir. Erken menopoz ise, 40 yaş altında görülen peri-menopoz denilen ve yumurtanın sayısının azalmasını ifade etmektedir. Bu da adet gecikmesine ve düzensizliğine sebep olur.

Aşırı stresli dönemlerde kadınlarda adet gecikmesi görülebilir. Çünkü stres hormon dengesini bozarak, beynin regl döngüsünü düzenleyen bölümünü yani hipotalamusu etkiler. Adet düzeninizi bozan stresi hayatınızdan çıkararak daha sağlıklı ve yüksek kaliteli bir yaşam tarzı benimseyebilirsiniz.

Ani kilo kaybı ya da alımı, bireyin kilosu olması gereken normal kilosundan  %10 daha az olması durumlarında vücut normalden daha farklı çalışmaya başlar ve bu durum yumurtlamayı olumsuz etkiler. Bunun tam tersi durumlarda da fazla kilolu kadınlarda hormonal bozukluklar görülerek adet gecikmesi yaşanabilir.

Polikistik over sendromu, özellikle kadınlarda daha sık rastlanılan üreme hormonunu etkileyen ve tedavisi yapılabilen bir rahatsızlıktır. Kadınlarda her ay düzenli şekilde gerçekleşen yumurtlamanın gerçekleşmemesiyle vücutta erkeklik hormonu yani androjen salgılanmaya başlar. Bu değişiklikle yumurtalıklarda küçük kistler oluşur. Yumurtalıklarda içi sıvı dolu kistlerin oluşmasıyla meydana gelen bu rahatsızlık çoğunlukla küçük ve zararsız kistler olarak herhangi ağrıya bile neden olmadan tedavi edilen bir durumdur. Yumurtalık kisti kadınlarda sadece adet gecikmesine yol açar.

Kontrolsüz diyabet, denilen yani kan şekeri değişiklikleri ve hormonal bozukluklara sebep olan diyabette adet gecikmesine sebep olabilir.

Doğum kontrol hapları gibi hormonal yöntemler kullanılırken adet gecikmesi normaldir ve bunun birçok sebebi olabilir. Belirli aralıklar ile alınan bu haplar bırakıldıktan sonra ki 6 ay içerisinde adet düzensizliği kendini toparlamaya başlar.

Aşırı aktif tiroit bezi yani tiroit hormon bozuklukları kadınlarda adet düzensizliğine sebep olabilir. Tiroid hormon fazlalığında ve tiroid hormon azlığında da kadınlarda üreme fonksiyonları azalır. Tiroid kadınlar hormon bozuklukları kadınlarda yumurtlama fonksiyonlarının bozulmasına sebep olmaktadır. Kısırlığa kadar ilerleyebilen bir rahatsızlık oluşturmaktadır.

Adet Gecikmesi Hangi Hastalık Belirtisi?

Kadınlarda adet gecikmesi yaşanması uzun süreli olmadığı sürece normal ve neredeyse her kadının döngüsünde yaşayabileceği bir durumdur. Fakat adet gecikmesi uzun süreli bir şekilde devam ederse jinekoloji Mersin Op. Dr. Özgü Keskin Yılmaz’a giderek muayene olmanız gerekebilir. Adet düzensizliğinin birçok fizyolojik ve dış faktörlerinden bahsettik. Bu rahatsızlıklar uzman denetiminde tedavi edilebilir.

Adet gecikmesine, kadınların herhangi bir belirtiyle anlayamayacağı, bir jinekolog tarafından teşhis konulan yumurtalık kisti de etkili olur. Yumurtalık kisti nedir diyecek olursak, üreme çağındaki neredeyse tüm kadınlarda oluşabilen bir hastalıktır. Yumurtalık kisti, kadınlarda endişe uyandırarak kanser ya da kısır olma riskini düşündürür. Fakat yumurtalık kistlerinin çoğunluğu iyi huylu olabilmektedir ancak buna ek olarak acil bir müdahaleyi de gerektirebilir. Yumurtalık kisti, yumurtanın içinde ya da yüzeyinde bulunan içi sıvı dolu keselerdir. Yumurtalık kisti direkt olarak yumurtanın gelişip atıldığı yapıdan, rahim içi endometrium yapıdan ya da yumurtanın kendisinden oluşabilmektedir. En sık görülen yumurtalık kistleri şunlardır:

  • Folikül kist, yani çatlamamış yumurtadan kaynaklıdır ve en basit kisttir. Ergenlik sonrası ve menopoz sonrası görülmemektedir.
  • Luteal kist, çatlamış yumurtanın dış kabuğundan kaynaklıdır ve çoğu zaman içe kanaması nedeniyle hemorajik kistte denir.
  • Dermoid kist, embriyonel dönemde gerçekleşmemesi gereken bir dokunun yumurtalık içerisinde kistleşmesiyle oluşur.
  • Çikolata kist, bir diğer adıyla endometriozis yumurtalıklara yerleştiği durumda kaliteyi düşürür ve fallop tüplerinin işleyişini negatif etkiler. Bu rahatsızlığın belirtileri kendini göstermez bu yüzden de kısırlığa sebep olana kadar birey tarafından fark edilmemektedir. Bu rahatsızlığın kesin teşhisi için laparoskopik yöntem gerekmektedir.
  • Tümoral kistler, her yaşta görülebilir ve diğer hücrelerden kaynaklıdırlar.

Yumurtalık kistleri her yaşta kadında görülebilir ve bunun sebebi genel olarak, hormonal bozukluklar, genetik problemler, yağ bezi fonksiyon bozukluğu ve gelişim bozukluklarıdır. Yumurtalık kistleri çeşit ve büyüklüğüne göre tespit edilip tedavi edilir. Bu etkenler dışında strese bağlı yumurtalık kisti de oluşabilir. Stres kadınlarda yumurtlamayı bozar ve folikül kistleri oluşturur. Yumurtalık kisti ameliyatı açık ve kapalı olarak gerçekleşmektedir. Bu seçenekler kistin durumuna ve hastanın da tercihine göre değişmektedir. Fakat bu süreyi etkileyen etmenler arasında: kistin türü, büyüklüğü ve karın içindeki yapışıklıklar etkilidir. Günümüzde en çok tercih edilen yöntem kapalı yöntemdir (laparoskopik). Bu yöntemde hastanın göbek deliği altından kasık bölgesine yakın bir alana 1 cm boyutlarında bir kesi ile delikler açılır ve bu deliklerden kistler alınır. Küçük kesiler sayesinde de hastanın uzun süreli bir iyileşme sürecine ihtiyacı yoktur. Doktoru tarafından uygun görülen zamanda taburcu edilir.

Rahim Ağzı Kanseri

Rahim Ağzı Kanseri, rahmin serviks denilen kısmında oluşan bu yüzden de “Serviks kanseri” de denilen bir kanser türüdür. Kadınlar da en sık rastlanılan 2.kanser türüdür. Rahim ağzının yüzeyini oluşturan hücre katmanının anormal hücrelere dönüşmesi ile ‘Kanser Öncülleri’ (CIN) denen hücreler ortaya çıkar. Erken teşhis ve tedavi olanağı olmayınca rahim ağzı (serviks) kanserine dönüşebilir.  

Hpv Rahim Ağzı Kanseri Yapar Mı?

Rahim ağzı kanseri tüm kanser türlerinde olduğu gibi sebebinin kesin olarak bilinmediği türde bir hastalıktır. Fakat hpv virüsü rahim ağzı kanseri yapar mı sorusunun yanıtı olarak rahim ağzı kanserinin oluşumunda HPV’nin etkisi büyük olduğunu söylemek mümkün. Cinsel yolla bulaşan HPV virüsüne sahip herkesin rahim ağzı kanseri olacağı söylenemez ama etkisini unutmamakta fayda vardır. Rahim ağzı kanseri özellikle 30-50 yaş aralığındaki ve düzenli cinsel hayatı olan kadınlarda görülmektedir. Çok eşlilik ve korunmadan cinsel ilişkiye girmek rahim ağzı kanserine yakalanmada risk oluşturur. Rahim ağzı kanseri taraması yaptırarak erken teshiş sağlamak mümkündür. Rahim ağzı kanseri (serviks) taramasında öncelikle hastanın tıbbi geçmişi incelenir, fiziki muayene yapılır ve daha sonra rahim ağzı kanseri teşhisi için önemli bir yere sahip olan PAP Smear Testi yapılır. Lüzum olursa bu testin yanında ek tetkikler de yapılabilir. Kadınlarda 20 yaşından itibaren üç yılda bir PAP Smear testi yapılarak gerekli kontroller sağlanmalıdır. Çünkü rahim ağzı kanseri herhangi bir belirti göstermemektedir.  

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Jinekolojik bir hastalık olan rahim ağzı (serviks) kanseri genellikle orta ve ileri yaştaki kadınlarda görülse de daha erken yaşlardaki kadınlarda da oluşabilir. Rahim ağzı kanserine sebep olan cinsel ilişkiyle bulaşan HPV virüsünün yanı sıra bazı dış faktörler de vardır. Bunlar: sigara kullanımı, uzun süreli doğum kontrol hapları kullanımı, klamidyal enfeksiyonlar, üç ya da üstü doğum öyküsü, 20 yaşından erken doğum yapılması, bağışıklık sisteminin güçsüzlüğü gibi etkenlerdir. Rahim ağzı kanseri belirtileri genellikle ileri evreye kadar kendini göstermese de rahim ağzı kanserinin ileri evre belirtileri aşağıdaki gibidir: 

  • Cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı ya da acı, 
  • İdrar yaparken ağrı yaşanması, 
  • Tek bir bacakta oluşan şişkinlik, 
  • Sırt, bacak ya da vajinal alanda oluşan ağrı, 
  • Vajinal rahatsızlıklar ya da kokulu akıntılar, 
  • Düzensiz adet döngüsü, 
  • Cinsel ilişki sonrası oluşan anormal vajinal kanama gibi belirtiler ileri dereceye ulaşmış rahim ağzı kanseri için konulan tanılar arasındadır.

Siz de yukarıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyor ya da anormal bir durum hissediyorsanız Mersin Kadın Doğum Doktoru ile görüşerek erken tanı için PAP Smear testi yaptırabilirsiniz.  

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı 

Toplum içinde rahim ağzı kanseri aşısı olarak bilinen HPV aşısı, bireyleri virüsün sebep olduğu etkilerden korumak için uygulanmaktadır. Aşılama yaşı genel olarak 9- 14 arası çocuklarla başlayabilir. Aşının virüse yani HPV’ye maruz kalmadan önce yapılması önerilmektedir. Aşının koruyuculuğunun cinsel ilişkiye maruz kalmadan önce daha etkili olduğu saptanmıştır. Rahim ağzı kanserine neden olduğu bilinen en önemli teşhis HPV yani Human Papilloma Virüsüdür. HPV yetişkin bireylerin yaşamlarının herhangi bir döneminde karşılaşabilecekleri cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüstür. HPV çoğu zaman vücutta oluştuğunda kendini belli etmeyen bir virüstür çünkü vücut HPV ile buluşunca savunma mekanizmasıyla virüs alt edilir. HPV, 150 türden oluşan bir virüstür bazı türleri belirti göstermezken bazı türleri vücutta genital siğiller oluşturarak kendini belli eder. Diğer türleri de vücutta kansere sebep olabilir. HPV virüsünün en riskli türleri HPV 16 HPV 18 HPV 31 HPV 33 HPV 45 HPV 52 gibi türlerdir. Bu yüksek riskli türler farklı kanserlere sebep olabilmektedir. Bu yüzden rahim ağzı kanseri aşısı ile siz de riski en aza indirebilirsiniz.  

HPV Aşısı

HPV aşısı (Human Papilloma Virüs), kadınlarda rahim ağzı, dış genital organlar, erkeklerde penis ve makat her iki cinsiyette de boğaz kanserinden ve siğillerden korumak için geliştirilen bir aşıdır ve HPV virüsü tedavisi için kullanılır. HPV aşısı, ikili, dörtlü ve dokuzlu şekillerde geliştirilmiştir. Bu aşının ikili ve dörtlü tipi rahim ağzı kanserinin % 70- 80’ini kapsayan HPV 16 ve 18 tiplerine karşı koruma sağlarken, dokuzlu aşı ile kanserlerin % 88- 90 oranında etkili olan HPV 16, 18, 31, 33, 45 ve 52, 58 tiplerine karşı % 100 koruma sağlamaktadır. Ek olarak dörtlü ve dokuzlu aşı tipleri genital siğillerde de %90 gibi etkiye sahip olan HPV 6 ve HPV 11’e karşı %100 bir koruma sağlar. Herhangi bir yaş sınırının bulunmadığı HPV aşısı 40’lı yaşlardan önce yapılırsa bireylerde daha etkili olabilir. Kadınların yanı sıra erkeklere de yapılması önerilen aşının erkekten kadına virüs bulaşma riskini ortadan kaldırabilir.

Mersin Kadın Doğum Uzmanına başvurarak siz de konuyla ilgili detaylı bilgi alabilir ve rahim ağzı kanseri aşısıyla bir koruma kalkanı oluşturabilirsiniz.

Kısırlık (İnfertilite) Nedir? Belirtileri, Aşılama Tedavisi

Kısırlık (infertilite), korunmasız ve düzenli cinsel ilişki sonucu hamile kalınamama sorunudur. Kısırlık problemi dünyada oldukça yaygın hastalıklardan biridir. Bu durumda çiftlerin normal yollarla çocuk sahibi olma yüzdesi oldukça düşüktür. Uzmanlar tarafından tıbbi destek sayesinde hamile kalamama sebepleri araştırılarak kısırlık sorunu giderilmeye çalışılır ve gerekli müdahaleler yapılabilmektedir. Kısırlıkta kadın ve erkekten kaynaklı oluşan problemler tespit edilerek tedavi süreci başlatılmaktadır. İnfertilite nedir, belirtileri ve semptomları nelerdir gibi sorularınızın cevabını yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Kısırlık (İnfertilite) Belirtileri Nelerdir?

Kısırlık (infertilite) belirtileri, altta yatan soruna bağlı olarak temelde hamile kalamamak ile kendini gösterebilmektedir. Çiftlerin her ikisinde de belli başlı semptomlar gözlemlenebilmektedir. Bu belirtiler her iki bireyde de farklı sonuçlar verebilmektedir.

Kadınlarda Kısırlık Belirtileri

40 yaş ve üstü kadınlarda gözlemlenen sonuçlara göre hamile kalma oranı daha düşüktür. Neden hamile kalamıyorum diye düşünüyorsanız aşağıda verilen belirtileri gösterip göstermediğinizi teşhis edebilirsiniz. 12 ay düzenli ve korunmasız cinsel ilişki yaşıyorsanız ve gebe kalamıyorsanız kısırlık belirtisi taşıyor olabilirsiniz.

  • Tüp kanallarında tahribat, hasar oluşumu.
  • Adet döngüsünde düzensizlik.
  • Tıkalı veya hasarlı fallop tüpleri.
  • Düzenli yumurtlama eksikliği.
  • Endometriozis (rahim iç tabakası ile ilgili problemler).
  • Aşırı kafein tüketimi.
  • Kanser teşhisi ve kanser tedavisi görmek.
  • Farklı tıbbi rahatsızlıklar.
  • Tiroid hastalıkları.
  • Hormonal problemler.
  • Düşük yapmış olmak.

Sizlerde bu belirtileri gösteriyor veya yaşıyorsanız en kısa zamanda bir uzmana başvurarak destek alabilirsiniz. Mersin kısırlık tedavisi ile sorunlarınıza en hızlı şekilde çözüm yolları bulabilirsiniz.

Erkeklerde Kısırlık Belirtileri

Kadınlarda kendini gösteren belirtiler erkeklerde de farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde kısırlığa yol açan en önemli faktörlerin başında cinsel işlevle ilgili sorunlardır. Kalıtsal ve hormonal dengesizlikler de kısırlığa yol açabilmektedir. Sizler de aşağıda verilen belirtileri taşıyorsanız doktorunuza başvurarak kısırlık probleminizin olup olmadığını kesin olarak öğrenebilirsiniz.

  • Cinsel isteğin azalması ve iktidarsızlık
  • Testislerde ağrı, şişlik ve morarma.
  • Çeşitli solunum yolu enfeksiyon ve rahatsızlıkları.
  • Normalinden farklı seyreden meme büyümesi ve şişlik.
  • Vücut kıllarında seyrelme ve azalma (hormonal problemler).
  • Düşük sperm üretimi.
  • Radyasyon gibi çevresel faktörlere maruz kalmak.
  • Kanser teşhisi ve tedavisi görmek.
  • Diyabet, şeker hastalığı gibi sağlık sorunları.
  • Sperm çıkışında yaşanan problemler (genetik hastalık, testis tıkanıklığı vb.)

Yukarıdaki verilenler erkeklerde sıkça görülen kısırlık belirtileri arasındadır. Mersin infertilite merkezi ile iletişime geçerek süreciniz hakkında detaylı bilgi alabilir, kısırlık tedavisi için gerekli işlemleri başlatabilirsiniz.

Kısırlık Tedavisinde Aşılama Yöntemi

Aşılama tedavisi, çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanarak çocuk sahibi olabilme oranlarını arttıran yöntemlerden biridir. Kadının yumurtlama dönemi aşılama yöntemi için en elverişli zamandır. Bu tedavide erkekten alınan spermler özel kaplarda korunarak sağlıklı olanlar ayrıştırılmaktadır. Daha sonrasında ise kadının rahmine bu spermler gerekli aletler yardımıyla yerleştirilmektedir. Kısırlık aşılama tedavisi başarı oranları %10 ile %30 arası değişmektedir. Bu oranlara bakılarak ortalama %20 oranda tutmaktadır. Mersin aşılama tedavisi, sizlere en verimli tedavi sürecini sunarak başarılı sonuçlar alınmasında yardımcı olmaktadır.

Aşılama Yöntemi Kimlere Uygulanır?

Aşılama yöntemi, çiftlerin durumuna göre kadına ve erkeğe uygulanabilmektedir. Erkeklerde uygulanan aşılama tedavisi, sperm kalitesi, sayısı ve çeşitli test sonuçlarına göre yapılmaktadır. Kadınlarda ise yumurtanın durumu incelenerek 20-36 saat içerisinde aşılama gerçekleştirilmektedir. Aşılama yöntemi;

  • Sperm sayısı ve hareketinin düşük olmasında,
  •  Açıklanamayan ve belirlenemeyen infertilite de,
  • Yumurtlama problemleri ve takibinde sorun yaşanması durumunda,
  • Sosyal ve kalıtsal sebepler sonucunda ve hızlı sonuç alabilmek için başvurulan yöntemlerdir.

Op. Dr. Özgü Keskin Yılmaz’dan randevu alarak sizler de aşılamaya uygun olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz. Süreci hızlandırarak uzman desteği alabilirsiniz.

Aşılama Kimlerde Tutmaz?

Aşılama, bebeğin rahme tutunmasıyla sonuçlanması halinde başarılı olmaktadır. Aşılamanın tutmamasının çeşitli sebepleri mevcuttur.

  • İlerleyen yaşlarda,
  • Kanal tıkanıklı oluşumunda,
  • Yumurta ve sperm kalitesinin düşüklüğünde,
  • Sperm değerlerinin bozukluğunda, bireylerde aşılama tutmamaktadır.

Aşılamanın tutması için dikkat etmeniz ve uygulamanız gereken diğer metodlar ise şu şekildedir;

  • Aşılama yönteminin yapıldığı gün banyo yapmaktan kaçınmalısınız.
  • Verilen ilaçları düzenli ve istikrarlı şekilde kullanmalısınız.
  • Sinir ve stresten olabildiğince uzak kalmalısınız.
  • Ağır ve ani hareketlerden uzak durmalısınız.
  • Sağlıklı beslenmelisiniz.

Aşılama tedavisi için olumlu sonuçlar alınması mümkündür. Tedavinin iyi bir şekilde yürütülmesi ve başarılı sonuçlar alınması için yukarıda verilen hususlara dikkat etmekte fayda vardır.

Aşılamanın Fiyatı Ne Kadar?

Aşılama fiyatları her kuruluşa göre değişkenlik gösterebilmektedir. Hekim ve hastane donanımı gibi faktörler fiyatlara etki edebilmektedir. Aşılama fiyatları diğer gebe kalma tedavilerine göre daha az maliyet gösterebilmektedir. Tedavi süreci ve aşılamanın kaç kere yapıldığı da bu hususta fiyatlara etki edebilmektedir. Sizler de çocuk sahibi olmak ve bu tedaviden faydalanmak istiyorsanız Mersin İnfertilite Merkezi ile iletişime geçebilir, detaylı hizmet bilgisi alabilirsiniz.

Vajinit Nedir?

Vajinit en genel anlamıyla, vajina iltihaplanması olarak ifade edilebilir. Her üç kadından biri, vajinit ile hayatının bir döneminde karşılaşır ancak bu oran bazı durumlarda %40’lara kadar çıkabilir. Kadınlar vajinitlerle hayatlarının herhangi bir döneminde karşılaşabilir ancak en sık karşılaşıldığı dönem, menstüral döngünün başlaması ile menopoza kadar devam eden ve üreme dönemi olarak adlandırılan dönemdir. Genellikle akut vajinit olarak başlayan rahatsızlık müdahale edilmezse kronik vajinite dönüşebilir. Normal vajinal akıntılar devam ederken, akıntı miktarının artması, koku oluşumu ve ağrı oluşması gibi durumlar en sık görülen vajinit belirtileridir.

Akut Vajinit Nedir?

Akut vajinit; virüs, bakteri ve vajina mantarı kaynaklı oluşan, ani olarak ortaya çıkan ve doğru tedavi yöntemleri kullanıldığı takdirde kısa sürede iyileşme görülen iltihaplanmalardır. Akut vajinit, N 76.0 olarak da ifade edilir. Akut vajinitin en sık karşılaşılan türleri bakteriyal vajinozis, vulvovajinal kandidiyazis (mantar sebebiyle oluşan), trikomoniyazis, alerjik vajinitler ve bazı virüsler sebebiyle oluşan vajinitlerdir. Akut vajinit tedavisinde, vajinitin türüne ve şikayetlere göre bir tedavi planı belirlenir.

Kronik Vajinit Nedir?

Kronik vajinit, altı haftadan önce iyileşme görülmeyen ve yılda en az dört kez tekrarlayan vajinit olarak ifade edilir. Çoğunlukla sebepleri akut vajinit ile aynıdır ancak kronik vajinit, vajina mukoza ve florasındaki olumsuz değişimler sebebiyle hastalar için hayat kalitesini olumsuz etkiler. Ayrıca kronik vajinitte, geleneksel ve medikal tedavi yöntemleri yetersiz kalabilir ve ozon, aromaterapi ya da lazer uygulamaları gibi ilave tedavilere ihtiyaç duyulabilir. Kronik vajinit kadar uzun süreli olmayan ancak akut vajinit olarak da adlandıramayacağımız tekrarlayan rahatsızlıklar subakut vajinit olarak adlandırılır. Subakut vajinit ve kronik vajinitin nedenleri ve belirtileri genellikle aynıdır. Kronik vajinitin uzun süre devam etmesi sonucu vajinada oluşturduğu hasar ve tedavi yöntemleri gibi farklılıkları bulunur.

Vajinitin Belirtileri Nelerdir?

Kendine has bir florası olan ve patojenik olmayan yararlı mikroorganizmaları barındıran vajinal bölgenin enfekte olması ve yararlı mikroorganizmaların azalarak zararlı olabilecek mikroorganizmaların çoğalması, dikkat edilmediği takdirde, kolay bir şekilde gerçekleşebilir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde en sık gözlenen belirtiler vajinal akıntının çoğalması, kötü koku oluşmasıdır. Ancak genel anlamda belirtiler vajinit türüne göre değişiklik gösterebilir. Kaşıntı, vajina dışı bölgesi vulvada yanma, kızarıklık ve daha ciddi durumlarda şişlik oluşması; normal durumlarda renksiz ve kokusuz olan vajinal akıntılarda sarı-gri, yeşil, koyu gri gibi renk değişimleri ve akıntının anormal derecede artması; idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması vajinitin belirtileri nelerdir sorusunun cevabı olabilir.

Vajiniti Engellemenin Yolları Nelerdir?

Vajiniti engellemek için,

  • Vajinal hijyene özen gösterilmeli ancak vajinal duş yapılmamalı ve vajinanın kendi kendini temizlemesini sağlayacak ortam sağlanmalı,
  • Kadınlar için hijyen spreyleri, kokulu spreyler, günlük pedler kullanılmamalı,
  • Cinsel ilişkide prezervatif kullanılmalı,
  • Devam eden kötü kokular takip edilmelidir.

Vajinit için Doktora Gidilmeli Mi?

Vajinal akıntı her kadının karşılaştığı normal bir durum olmakla beraber, kişilerin kendi durumlarını iyi bir şekilde takip etmeleri gerekir. Normal ve anormal akıntı arasındaki farkı anlamak, hekime başvurmada geç kalınmasını önlemek açısından çok önemlidir. Vajinit belirtileri gösteren kişi derhal bir kadın hastalıkları uzmanına başvurmalıdır.

Vajinit Nasıl Geçer? Nasıl Tedavi Edilir?

Vajinit belirtileri gösteren kişi hekime başvurduktan sonra, hekim tarafından hikayesi öğrenilir ve hastanın şikayetine göre gerekli testler ve tahliller yapılır. Alınan sonuçlara göre hekim, hastayı sonuçlar ve uygulanacak tedavi konusunda bilgilendirir. Böylece tedavi süreci başlamış olur. Sizin de vajinit şüphesi taşıyan belirtileriniz varsa beklemeden bir jinekoloji kliniğine başvurmanız önerilir. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Mersin’de de jinekoloji uzmanlarına ulaşabilirsiniz. En çok aratılan sorulardan biri olan Mersin kadın hastalıkları uzmanı arayışınız varsa bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Vajinit Hangi Hastalığın Belirtisi Olabilir?

Vajinit başlı başına bir rahatsızlık olmakla beraber, gerekli kontroller yapılmadığı ve tıbbi olarak müdahale edilmediği sürece daha ciddi boyutlarda rahatsızlıklara sebep olabilir. Örneğin enfeksiyon rahim, yumurtalık ve tüplere yayılabilir ve hatta kısırlığa sebep olabilir. Belirtilerin başında gelen akıntının sebebi, kötü huylu bir lezyon ise ileride rahim ağzı kanserine kadar varan sonuçlar doğurabilir.

Vajinit Geçmezse Ne Olur?

Vajinit bir enfeksiyon olduğu ve yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkilediği için vajinitin iyileşmeme durumu olur mu ve vajinit geçmezse ne olur gibi sorular sıklıkla sorulur. Ancak kronikleşen bir vajinit durumunda dahi alternatif tedavi yöntemleri ile hastalığı kontrol altına almak mümkündür. Tedavinin gecikmesini önlemek için bulunduğunuz şehirde jinekoloji uzmanına başvurmayı geciktirmemelisiniz. Mersin’de yaşıyorsanız, mersin jinekoloji doktoruşeklinde arama yaparak kontrollerinizi yaptırabilirsiniz.

Doğum Sonrası Vajina Eski Haline Döner Mi?

Doğum, kadınların fizyolojik gebelik süreçleri sonunda canlı birey ya da bireyler meydana getirdikleri bir durumdur. Vajina da bu doğum olaylarından direkt olarak etkilenir. Bebek rahim olarak bilinen uterus içinde gelişme ve büyümesini tamamladıktan sonra kasılma ve sıvı gelişleri ile normal ya da sezaryen doğum tetiklenir. Vajina ise bebeğin çıkış yaptığı yoldur. Kadın genital organlarından olan vajina, normal doğum sırasında tıpkı rahim gibi esner ve bebeğin geçebileceği boyutlara ulaşır. Hem gebelikte hem de sonrasında kadın vücudu fizyolojik ve psikolojik pek çok değişikliğe uğrar. Hormonlardan kaynaklı olan bu durum gebelik sonrasındaki 40 gün olarak bilinen lohusalıkta da devam edebilir.

Normal Doğum Sonrası Vajina Genişler mi?

Normal doğum sonrası vajina esnekliğini bir miktar kaybederek sarkabilir. Vajinanın normal doğum sonrası toparlanması ise yaklaşık olarak 6 haftalık bir süreç içinde gerçekleşir. Ancak doğum sonrası vajinanın eski haline dönmesi tamamen mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda ise mersin kadın hastalıkları uzmanı vajinoplasti işlemini önermektedir. Bu operasyon tecrübeli ve uzman hekimler tarafından gerçekleştiğinde yüz güldürücü sonuçlar alınır. Ameliyat sonrası taburculuk süresi 1-3 gün arasında değişmekle birlikte tamamen iyileşme ise genel olarak 3 aylık bir süreci içerir.

normal doğum sonrası vajina görüntüsü
normal doğum sonrası vajina görüntüsü

Vajinal Daraltma         

Vajinanın girişinde ve yol boyunca kanalın etrafında kaslar ile sinirler yer alır. Bu kasların yaşa ve yapılan normal doğum sayısına bağlı olarak zayıflaması normaldir. Yaşanılan vajinal hassasiyet ve kasların kaybı yalnızca normal doğum ve yaşa bağlı değil menopoz sonrası da sıklıkla görülür. Bu durumdan cinsel ilişki sırasında partnerler rahatsız olabilir. Doğal sürecin önüne geçmek her zaman mümkün değildir. Dolayısıyla kadın memnun değilse genital estatik ya da vajinal gençleştirme olarak da bilinen vajinal daraltma operasyonu genel anestezi altında kısa sürede gerçekleşir. Vajinal estetik cerrahisi, uzman hekimlerin elinde yüz güldürücü sonuçlarla partnerlerin daha zevkli bir cinsel hayat sürmelerini sağlar. Kadının kendine olan güveni artar ve ilişki esnasında daha aktif olarak orgazm süresini artırır.

Vajinoplasti

Cinsel ilişki esnasında fizyolojik veya patolojik süreçler sonucunda vajinal kanalın genişlemesi ve etrafındaki kasların işlev bozukluğa uğramasıyla yapılan vajina daraltma operasyonlarının genel ismi vajinoplasti olarak bilinir. Bu ameliyatların içerisinde perineoplasti, lazerle vajina daraltma veya hyalüronik asitle vajinoplasti gibi çeşitli cerrahi prosedürler vardır. Ilişki sırasında partnerlerin genital organları yakın temas halindedir ve bu temas aralığı, vajina genişlemesi ya da sarkmasına bağlı olarak artarsa alınan zevk azalır. Bunun sonucunda ise kadınlar özgüven kaybı yaşar. Çoğu zaman birden fazla normal doğum yapan veya menopoza giren kadınlar vajinoplasti ile birlikte idrar kaçırma ameliyatı gereksinimi de duyar. Çünkü kanaldaki kasların azalması, fonksiyon kaybına uğraması mesane ve üretra kaslarını da etkileyerek kadınların idrar kaçırmalarına neden olur. Sonuç olarak yapılan vajinoplasti operasyonları hem estetik hem de sağlık açısından gerçekleştirilir. Vajina daraltma ameliyatı aşağıdaki problemleri yaşayan kadınlar için uygundur;

  • Bir veya birden fazla normal doğum yapan kadınlar
  • Partneri ile cinsel ilişki esnasında vajinada yeteri kadar uyarı alamayan kadınlar
  • Ilişki esnasında vajinal kanalın sarkması sonucu bölgeden ses gelmesi
  • Rahim olarak bilinen uterusun sarkması
  • Mesane ve rektumu vajinal kanala doğru sarkan kadınlar

Perine bölgesi genital organları ve idrar torbasını içeren kompleks bir alandır. İlerleyen yaş, çoklu normal doğum, sık cinsel ilişki, bölgeye yapılan çeşitli ameliyatlar ve alınan tedaviler sonucunda dokular ve kaslar elastikiyetini kaybederek burada yer alan organların tutunma yerlerinin sarkmasına yol açar. Menopoz ve çeşitli nedenlerle kadın vücudunda östrojen azalması da bunu destekler. Vajina da süreçten etkilenir ve durum kanalın genişlemesi ile sonuçlanır. Genital organların birleşme yeri olan vajinal kanalın eskisi gibi olması için vajinal daraltma operasyonlarının amacı, cinsel yaşamın pozitif etkilenmesi, cinsel işlev bozukluklarının önüne geçilmesi ve ortaya çıkabilecek özgüven kaybı başta olmak üzere çeşitli psikolojik rahatsızlıkların önlenmesidir. Bu ameliyat dış ve iç dudaklar, klitoris, vajina girişi ve bazı durumlarda anüsü içeren perineal bölgede gerçekleştirilir. Vajinoplasti ve perineoplasti olarak adlandırılan iki metot ile vajina daralması sağlanır.

Perinoplasti

Perineoplastide vajinadan anüse doğru uzanan yapılarda ince kesiler yapılarak fazla dokunun çıkarılması sonucu mersin vajina daraltma işlemi gerçekleştirilir. Ameliyatta cerrah, vücutta eriyen iplikler kullanarak bölgede herhangi bir iz kalmasının önüne geçer. Bu işlem lokal anestezi ile ortalama olarak 30-45 dakika kadar sürer. Daha sonrasında ise hastanın genel durumuna göre hastanede kalış süresi 2-24 saat kadardır. Operasyon sonrasında az düzeyde kanama, şişme ve hafif seviyede ağrı yaşanması normaldir. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bölgenin temizliğine özen göstermek ve 4-6 hafta boyunca cinsel ilişkiden kaçınmaktır.

Vajinoplasti ise vajina girişi ile vajinal kanalda daraltma işlemlerinin gerçekleştirilmesidir. Amaç ise genişleyen vajina nedeniyle cinsel ilişkiden zevk alınmaması, bölgeden seslerin gelmesi, sık enfeksiyonlar gibi problemlerin önüne geçmektir. Aynı ameliyatta mesane ve bağırsak sarkmaları da tedavi edilebilir. Işlem genel anestezi altında yaklaşık 1 saat kadar sürer. Adet döneminde yapılmasını tavsiye etmeyen cerrahlar, işlemde yine eriyebilen ipler kullanarak muntazam dikişlerle izlerin kalmasını engeller. Operasyondan sonra hasta 24 saat takip edilir. 4-6 hafta kadar cinsel ilişkiden kaçınılması tavsiye edilir.

Kızlık Zarı Çeşitleri Nelerdir?

Kadın genital organı vajinanın yaklaşık 1-1,5 cm içerisinde olan, kızlık zarı olarak bilinen hymen, mukoza yapısına benzer. Histolojik ve embriyolojik gelişimde vajina oluşurken içeride meydana gelen bir deri kıvrımıdır ve her kadında bulunmaz. Vajinal girişin tamamen kapanmasına yol açmaz. Kadın vücudunda meydana gelen menstrüel kanın ve diğer çeşitli salgıların bu girişten akmasına izin verecek genişliktedir. Yapılan bilimsel araştırmalara göre kızlık zarının bilinen bir işlevi bulunmamaktadır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan hekimler dünyada ne kadar kadın varsa kızlık zarı çeşidi de o kadar fazladır der. Ancak genel sınıflandırmaya göre kızlık zarı çeşitleri aşağıdaki gibidir;

Septalı Kızlık Zarı

Vajina girişinin biraz içerisinde olan septalı kızlık zarında orta kısımda meydana gelen uzantı, cinsel birleşmenin zorlaşmasına neden olur. İlk cinsel deneyimden sonra kanamanın fazla olması yaşanabilecek komplikasyonlar arasındadır. Eğer cinsel birleşme septa yapısından dolayı mümkün değilse cerrahi olarak bu septanın çıkarılması gerekir.

Kribriform Kızlık Zarı

Kızlık zarının ortasında genellikle hafif tümsekte deliksi bir yapı vardır. Kribroform kızlık zarı çeşidinde ise bu delikler birden fazladır. Toplumda görülme sıklığı oldukça düşüktür ve bu çeşide sahip kadınların cinsel ilişkiye girmeden önce mutlaka cerrahi operasyonla kızlık zarının çıkarılması gerekir.

Yarı Septalı Kızlık Zarı

Cinsel ilişkiye herhangi bir zorluk çıkarmayan bu çeşitte zar yapısı ortadan ikiye bölünmüş halde değildir. Ancak bazı durumlarda yarı septalı kızlık zarına sahip kadınlar vajinal girişin az ilerisinde doku parçaları hissedebilir.

Kresentrik Kızlık Zarı

Embriyolojik gelişim sırasında kızlık zarı yarım ay şeklinde içe doğru katlantı oluşturur. Bu zar yapısına sahip kadınlar partnerleri ile çok zor cinsel birleşme yaşarlar. Cinsel ilişki sonrasında sıklıkla yoğun kanamalar görülür. Cerrahi müdahale gerektirebilen kresentrik kızlık zarı formunda cinsel ilişki sonrası şiddetli ağrılar yaşanabilir.

Labial Kızlık Zarı

Bazı kadınlarda kızlık zarının etrafı kalın ve yüksek kenarlıdır. Labial tip kızlık zarına sahip kadınlar cinsel ilişki sırasında zorlanır ve ağrı şikayeti yaşar. Ortasında yer alan kalın yapı esnekliğe izin vermez. Partnerler cinsel ilişki sonrası fazla kanama deneyimler. Bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir.

Anüler Kızlık Zarı

Labial tipe göre çevresi daha ince ve çukurdadır. Elastikiyeti ise diğer çeşitlere göre fazladır ve cinsel ilişki esnasında partnerleri zorlamaz. Kanama gibi komplikasyonlar görülmez çünkü anüler tipte kızlık zarında damarsal yapılar azdır veya hiç yoktur.

Fimbrialı Kızlık Zarı

Kızlık zarının orta kısmında fazla miktarda girinti ve çıkıntılar fimbrialı kızlık zarının olduğunu gösterir. Kenarı yüksektir ve yoğun damarsal yapılar nedeniyle cinsel ilişki esnasında kanama, ağrı şikayetleri görülebilir.

İmperfore Kızlık Zarı

Embriyolojik ve histolojik gelişim esansında kadınlarda bazı durumlarda kızlık zarı hiç gelişmez. Bu tip imperfore kızlık zarıdır. Vajinal giriş tamamen kapalıdır ve mutlaka cerrahi müdahale gerektirir. Kızlık zarının olmaması bu girişi kapattığı için kadınlar sıklıkla adet görememe ve karın ağrısı şikayetleri ile hekime başvurur. Hekim ise hymenektomi ile kızlık zarını çıkararak hastaya konforlu bir yaşam sunar.

Kızlık Zarı Nerede?

Vajinal girişin yaklaşık 1-1,5 cm içerisinde bulunan kızlık zarı, cinsel ilişki esnasında esner ve eğer etrafında damarsal yapılar varsa hafif düzeyde kanar. Kadının ya da partnerinin el ile kontrolü sonucu kızlık zarına ulaşması ya da çıplak gözle görebilmesi mümkün değildir. Ancak mersin kadın hastalıkları uzmanı hekimler yapacakları muayene sonucu özel aletleri yardımıyla görebilir. Kızlık zarı bazı geleneklere göre ilk kez cinsel ilişki yaşayan kadınlar kutsal sayıldıkları için partnerleri tarafından kabul görür. Bu inanışa göre evliliğin devamı da kızlık zarının kanamasına bağlıdır. Ancak günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar sonucu oldukça çeşitli kızlık zarı formlarının olduğu görülmüştür. Dolayısıyla kanama olmaması kadının kaç kez cinsel ilişki yaşadığını göstermez. İlk birleşmede kanama olmaması sonrakilerde de olmayacak anlamına gelmez. Ağrılı cinsel birleşme yaşayan çiftlerin travmalara maruz kalmamaları açısından hem psikoterapist hem de uzman hekimlerden destek alması gerekir.

Ayna İle Kızlık Zarı Kontrolü

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan hekimler hastalarını özel koltuklarda çeşitli muayene araçları ile kontrol eder. Kızlık zarı kontrolü de bu şekilde olur. Ayna ile kızlık zarı kontrolü yapılamaz. Vajinal girişin 1-1,5 cm içerisi dudaklar ayrılsa bile ayna yardımıyla görülemez. Ancak uzman hekimler kullandıkları özel aletler yardımıyla vajende bulunan labial yapıları kaldırıp vajina girişine bakabilir. Kızlık zarı muayenesi ile beraber diğer patolojilerin muayenesi de bu yolla sağlanır. Çiftlerin ayna ile bu muayeneyi yapması mümkün değildir. Genital yapıların anatomisini bilmek ve jinekolojik muayenenin nasıl yapıldığına hakim olmak gerekir. Litotomi pozisyonu verilerek kadın muayene edilir ve kızlık zarına cerrahi müdahale edilecekse buna kontrol edildikten sonra karar verilir.

Genel anlamda kızlık zarı damarsal yapıdan fakir mukozal yapıda anatomik bir kalıntıdır. Fonksiyonu ise kız çocuklarını ergenlik çağına kadar çeşitli enfeksiyonlara karşı korumaktır. Ergenlik sonrasında ise adet kanı ve çeşitli vajinal sekresyonlar buradan daha kolay bir şekilde dışarı verilir. Toplumumuzda ilk cinsel birleşmeden sonra kanamanın olmasına fazla önem verildiği için kızlık zarına da farklı bir anlam yüklenmiştir. Kadının vücut yapısına göre vajinal girişin 1-2 cm ilerisinde ve 3-4 mm kalınlıktadır. Cinsel birleşme esnasında penisin 1-2 cm içeri girmesi kızlık zarının bozulmasına yol açar. Kanama kızlık zarının çeşidine göre görülebilir ya da hiç olmayabilir.

Kızlık Zarı Dikimi

Bazı toplumlarda ilk cinsel birleşme oldukça önemlidir ve kadınlar evlendikleri kişiyle ilk defa cinsel ilişki yaşadıklarını göstermek için kızlık zarının kanamasına önem verir. Yalnızca kadınlar değil erkekler için de bu konu oldukça kutsaldır. Çeşitli durumlarda kadınlar kızlık zarı dikimi operasyonu için uzman hekimlere başvurur. Sosyal bir durum neticesinde bu şekilde bir karar alan kadınlar mutlaka uzman bir jinekoloğa muayene olmalı ve işlem steril şartlarda gerçekleşmelidir. Aksi durumlar pek çok enfeksiyon ve cinsel işlev bozuklukları gibi sorunlara yol açabilir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları hastalarının isteği üzerine durumu çok fazla sorgulamadan kızlık zarı dikimi konusunda ön bilgilendirme yaptıktan sonra cerrahi işleme başlar. Bekaret kavramı hassastır ve kadınlar bu kararlarının sorgulanmasını istemeyebilir.

Mersin kızlık zarı dikimi konusunda uzman hekimler sayesinde isteğinizi ufak bir cerrahi operasyonla gerçekleştiriyoruz. Evlilikten veya cinsel birleşme yaşanmadan 2-3 gün öncesinde ameliyat gerçekleştirilir ve ortalama 15-20 dakika kadar sürer. Bozulmuş veya yırtılmış kızlık zarı, eski yapısına getirilir. Bu işlem düğün öncesi yani geçici kızlık zarı dikim işlemidir. Bir de kalıcı kızlık zarı operasyonu vardır. Bu operasyonda ise flep ile yeniden kızlık zarı oluşturulur. İnce bir mukoza dokusu ile vajina girişinden 1-1,5 cm ilerisine yama yapılır. Operasyon sonrası atılan dikişler hastanın eline gelebilir ve bu durum normaldir. Daha sonra ise kendiliğinden erimektedir.

Kızlık Zarı Dikimi Fiyatları

Düğün öncesi cinsel birleşme öncesinde kadınların isteğine göre kızlık zarı dikimi başarılı operasyonlar sayesinde gerçekleşir. Kalıcı ve geçici kızlık zarı ameliyatları hastanın isteğine göre ve üst düzey steril şartlarda yapılır. Geçici kızlık zarı dikiminde daha önceden bozulmuş ya da yırtılmış zarın çevresine iplik geçirilir ve sonrasında sekresyonların akmasına izin verecek şekilde dairesel büzülür. İkinci bir metot ise uzun kenarların iple dikilmesi ve yan taraflardan daraltılmasıdır. Kalıcı kızlık zarı dikiminde ise yeni bir doku oluşturmak hedeflenir. Mukozal yapıdaki flep hazırlanır ve vajina girişinin içerisine yerleştirilir. Kızlık zarı dikimi fiyatları ise operasyonu yapacak cerrahın deneyimine, hastanın hangi çeşidi istediğine göre değişiklik gösterir.

Hamile Olduğumu Nasıl Anlarım?

hamilelik-belirtileri

Gebelik kadın vücudunun geçirebileceği fizyolojik bir süreçtir. Bebek sahibi olmak isteyen çiftler cinsel ilişki sonrasında yumurta ve spermin uygun şartlarda birleşmesiyle bu isteklerini elde edebilir. Oluşan embriyo, 9 aylık bir süreç geçirir. Eğer ektopik gebelik gibi komplikasyonlar yoksa çiftler 9 ay sonra normal ya da sezaryen doğumla bebeğine kavuşur. Peki hamilelik belirtileri nelerdir? Adet kanamalarının görülmemesi ilk belirtiler arasındadır. Ancak çoğu zaman kesin bulgu vermeyebilir. Çünkü adetin olmaması patolojik hastalıklara da işaret edebilir. Endometriozis gibi endometrium tabakasının hasar görmesi ya da polikistik over sendromu gibi hastalıklarda kadınlar geç adet görebilir ya da hiç kanama yaşamayabilir.

Hamilelik Testi Ne Zaman Yapılır?

Hamilelik belirtileri görülmeye başladığı andan itibaren basit bir kan testiyle gebelik durumu kesinleştirilebilir. Ancak beta HCG hormonunun normalden fazla olması da hamile olduğunuzu çoğu zaman göstermeyebilir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı gebelik şüphesi olan kadında beta HCG hormonu yüksekliğinden sonra mutlaka ultrason ile bakılarak gebelik kesesinin görmelidir. Daha sonra aileye mutlu haber verilir. Ancak erken dönemde ultrason ile rahim içinde embriyo görülemeyebilir. İdrar veya kan testi ile kadının gebe olma ihtimali varsa birkaç hafta sonra bunun mutlaka USG ile teyit edilmesi gerekir.

Hamilelik testi erken gebelik durumlarında net bulgu vermeyebilir. Eczaneden alınan gebelik testi kitine birkaç damla idrar damlatılarak yapılan işlem negatif sonuç verse bile kadın ilerleyen zamanlarda kan testinde gebe olduğunu görebilir. Ancak anne adayları hamile olup olmadıklarını anlamak için birden fazla yönteme başvurabilir. Vücutlarında normal işleyişin değiştiğini fark edebilirler. Örneğin; adet kanaması birkaç gün gecikince gebelik testinde negatif sonuç çıkabilir. Bu sonuç ise rahimde ya da endometriumda hastalık olabileceğini işaret eder ve mutlaka uzman bir doktora muayene olunmalıdır. Adet gecikmeleri için olası patolojiler araştırılarak hastalık tedavi edilmelidir. Diğer yandan gebelik testi pozitif geldiyse bunun doğrulanması için kanda beta HCG hormon seviyelerine ve ardından uygun zamanda USG ile embriyo kesesinin görülmesine dikkat edilmelidir. Gebe olduktan sonraysa gebelik takibi yapmak doğru yöntem olur.

Hamile olduğumu nasıl anlarım

Hamilelik Ne Zaman Belli Olur?

Kadın adet kanamasında gecikme yaşarsa gebe olduğunu düşünebilir. Korunmasız cinsel ilişki yaşandıktan sonra yaklaşık 1 hafta içerisinde eğer şartlar uygunsa gebelik testiyle hamilelik durumu anlaşılabilir. Ancak daha sonrasında kanda beta HCG hormonunun yüksekliğini doğrulamak gerekir ve mutlaka kan testi yapılmalıdır. Menstrüasyon döngüsünün uygun aralığında yumurta ve sperm birleşmesi gerçekleştiyse gebelik meydana gelir. Oluşan embriyo rahim duvarına tutunur ve beta HCG hormon yüksekliğine sebep olur. Yalnızca korunmasız cinsel ilişkiden sonra değil korumalı ilişkilerden sonra da gebelik meydana gelebilir. Hamilelik testi en doğru sonucu cinsel ilişkiden en az 12 gün sonra verir. İdrar damlası ile yapılan gebelik kitinde sonuç pozitif ise mutlaka kan verilmeli ve beta HCG hormonuna bakılmalıdır. Yaklaşık 1 ay sonrasında ise rahim içinde tutunan embriyo kesesi net olarak görünür. Böylece kadının gebe olduğu net olarak söylenir.

Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Başlar?

Gebelik sabır isteyen uzun süreli bir zaman dilimidir. Yumurta ve spermin birleşmesinden sonra kadının vücudunda fizyolojik ve hormonal değişiklikler yaşanır. Kadın gebe olduğunu hamilelik belirtileri ile hissedebilir. Bu belirtiler erken ve geç dönemlerde kendini gösterir. Erken dönemlerde hormonal artıştan kaynaklı vücut ısısı artışı, baş dönmesi ve kalp hızında meydana gelen artışlar görülebilir. Geç gebelik dönemlerinde oluşan belirtiler ise vücutta yaygın ödem, mide bulantısı, halsizlik olarak sayılabilir. Erken dönem belirtileri embriyo rahime tutunduktan 15-20 gün sonra başlar. Geç gebelik belirtileri ise 1,5-2 aydan sonra vücutta kendini belli eder.

Hamilelik Belirtileri Nelerdir?

Gebelik testi ile hamilelik durumunun henüz tam olarak tespit edilemediği durumlarda kadın vücudunda erken belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir;

  • Menstrüasyon döneminin düzenli olduğu kadınlarda yumurta çatlaması, adet kanamasından 13-14 gün sonra meydana gelir. Çatlayan yumurta tüplerde sperm ile karşılaşırsa gebelik meydana gelir. Döllenme olduktan 3-4 gün sonra embriyo uterus duvarına tutunur. Bu dönemlerde hafif düzeyde lekelenme tarzında kanamaların ve ağrı kramplarının görülmesi erken gebelik belirtileri arasındadır.
  • Adet gecikmesi gebeliğin en sık bilinen erken belirtilerindendir.
  • Normal vücut ısısı 36,5 derecedir bu değerden yarım derece yükseklik görülmesi erken gebelik belirtileri olarak bilinir.
  • Gebeliğin 8-10 haftaları arasında kadın vücudunda görülen çeşitli farklılıklar arasında kalp atışının hızlanması ve baş dönmesi de vardır.
  • Östrojen ve progesteron dalgalanmalarına ek olarak duygu durum bozuklukları görülebilir.
  • Sindirim sistemi sorunlarından olan şişkinlik, kabızlık, bulantı ve kusma da erken gebelik belirtileri arasındadır.
  • Kan hacminin artması ve hormonal faktörlerin etkisi ile kadın yüzünde gebelik maskesi, gebelik ışıldaması denilen durumlara ek olarak akne ve sivilcelenmede artış olabilir.
hamilelik belirtileri

En Erken Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Kadın vücudunda yumurta ve spermin döllenmesinden sonra embriyo rahim denilen uterus duvarına 3-4 gün içinde tutunur ve böylece birtakım belirtilerin ortaya çıkmasını sağlar. Sıcak basması, kalp atışlarının hızlanması, yumurta çatlaması nedeniyle hafif lekelenmelerin olması döllenmeden 1 hafta sonra görülmeye başlar. Ancak her kadın bu belirtileri göstermeyebilir. Geç gebelik belirtileri hamilelik testinden sonra ortaya çıkar. Örneğin vücutta ödemlerin görülmesi genelde gebeliğin son dönemlerinde görülür. Vücut ağırlığının artışından kaynaklı uyku ve hareket bozuklukları da yine geç belirtiler arasındadır. Geç belirtiler sıklıkla 3-4.aydan sonra meydana gelir.

Hamilelik Ne Zaman Belli Olur?

Hamilelik belirtileri kadın vücudunda hissedilebilir. Ancak kesin ve net tanı kan ya da idrar testi ile birlikte ultrasonda gebelik kesesinin görülmesiyle konur. Uzman hekimler kanda beta HCG hormon yüksekliğini saptadıktan sonra 1-1,5 ay içinde kontrol muayenesi önerir. Bu muayenede USG ile kesenin görülmesi amaçlanır. Her beta HCG yükselmesi kesin olarak kadının gebe olduğunu göstermez. Ektopik gebelik ya da çeşitli uterus anomalilerinde de beta HCG hormon yükseklikleri görülebilir. Korunmasız cinsel ilişkiden 10-12 gün sonra basit gebelik testi ile sonuçlar görülebilir.

Hamilelik Testi Ne Zaman Belli Olur?

Korunmasız cinsel ilişkiden sonra kadın gebelik testi kitine birkaç damla idrar damlatarak sonucu kısa sürede öğrenebilir. Ancak yalancı negatiflik ya da yalancı pozitiflik gibi durumlar olabileceğinden sonrasında mutlaka kan testi ile beta HCG hormon seviyelerine bakılmalıdır. Adeti geciken kadınlar genelde gebelik kiti ile birlikte hormon seviyelerini kontrol ettirmektedir. Gebelik testinde cinsel ilişkiden 10-12 gün sonra net sonuçlar görülebilir. Hormonal yükselme ise yine bu zaman aralığında kendini belli eder. Ancak gebelik kesesinin uterusta görülmesi yaklaşık 1 ay sonra gerçekleşir.

Hamilelik Bulantısı Ne Zaman Başlar?

Hiperemezis gravidarum olarak bilinen hamilelik bulantısı her kadında aynı olmamakla birlikte genelde gebeliğin 6-14. haftaları arasında görülür. Hiç bulantı yaşamayan hastalar da vardır ancak hamilelik bulantısının olması hormonal değişikliklere bağlıdır. Şiddeti her kadında farklılık gösterir. Sadece 6-14.haftalarda değil gebeliğin ilk günlerinde bile mide bulantısı yaşanabilir. Bu semptomlar sabah erken saatlerde en yüksek seviyeye ulaşırken akşam vaktinde kadınlar daha rahat hissettiklerini ifade eder. Aşırı mide bulantıları için mutlaka mersin kadın hastalıkları uzmanı yardımı alınmalı ve anormal durumlar karşısında tedavi planı başlanmalıdır.