Barbie Vajina Estetiği

barbie vajina

Barbie Vajina Estetiği

Barbie Doll Vagina teriminin Türkçesi Barbie Vajina Estetiği; gereğinden fazla irileşmiş, yağ dokusunun bölgesel olarak toplandığı, deride bollaşma ve sarkma problemi olan vajinanın tüm estetik problemlerinin giderilmesi ve istenilen görünüme ulaştırılması için yapılan işlemlere verilen addır.

Barbie vajina terimi, kadın bedeninin güzelliğinin estetik görünüme en yakın olan Barbie oyuncak bebekleri ile ilişkilendirilmesinden doğmuştur. Vajinanın dümdüz, kıyafetlerden belirgin olmayan, sıkı ve kapalı görünümü halk arasında bu şekilde adlandırılmaya başlanmıştır.

Barbie Vajina Estetiği Nedir?

Barbie vajina estetiği nedir; diye bakıldığında bir dizi işlemden söz etmek mümkündür. Öncelikle tedavinin bireyin yaşadığı genital estetik problemlerine göre doktoru tarafından planlandığı bilinmelidir. Buna göre bireyin var olan estetik problemleri dikkate alınarak;

  • Labioplasti operayonu
  • Klitorisin fazla derisinin alınması
  • Liposuction ve yağ dolgusu gibi işlemler yapılmaktadır.

Labioplasti

Vajinanın dış kısmında yer alan büyük dudaklar ve bu yapının hemen altında bulunan küçük dudaklar tıpta Labium olarak adlandırılmaktadır. Bu yapıların bir jinekoloji operatörü tarafından yeniden şekillendirilerek estetik hale getirilmesi işlemine ise Labioplasti denilmektedir.

Dudakların doğum veya kilo değişimi gibi herhangi bir nedenden dolayı sarkması, deri fazlalığı ve şekil deformasyonuna uğramış olması gibi durumlarda birey bu tedaviyi yaptırabilir.

Barbie vajina tipi bir görünüm için yapılan labioplasti operasyonunda vajinanın iç dudaklarını tamamen örten ve klitorisin büyük kısmını kapatarak içine alan bir dış dudak yapısı yapılır ve iç dudaklar dümdüz dışarı sarkmayan bir hale getirilir.

Klitoris Estetiği

 

Bir bireye vajina estetiği operasyonu uygulanırken genellikle klitoris diğer yapılar küçültüldüğünde fazla öne çıkan ve deri fazlalığı olan bir görünüm kazanır. Estetik olmayan bu görünümü ortadan kaldırmak adına klitoris yapısının üstündeki fazla deri alınarak daha küçük bir form kazandırılır.

Klitorisin kadın cinselliğinde en önemli haz bölgesi olması sebebiyle kadınlar bu estetik işlemden ‘hazzın azalması’ ‘hissizlik oluşması’ gibi endişeye kapılırlar. Ancak işlem sadece deri dokusuna uygulanır. Kan damarları ve sinir doku bu uygulamadan zarar görmez.

Hatta aksine klitoris yapısı daha da ön plana çıktığı ve derisi inceldiği için cinsel hazda artış olacaktır.

barbie vajina

Liposuction ve Yağ Dolgusu

Estetik işlemlerin pek çoğunda liposuction ve yağ dolgusunun bir arada kullanıldığı ‘yağ transferi’ tekniği oldukça başarılı bir işlemdir.

Bu işlemde vajinanın üst bölgesinde birikmiş olan yağ dokusu alınarak bölge dümdüz bir hale getirilir. Ardından vajinanın daha ön plana çıkması ve dış dudakların iç dudakları kapatarak dolgun, dümdüz bir form kazanması için üst bölgeden alınan yağ dokusu bu kısma küçük miktarlarda enjekte edilir.

Bu uygulama sırasında kullanılan dolgu malzemesi bireyin kendi vücudundan elde edilen yağ dokusudur. İşlem genel anestezi altında yapılır ve 1 saat gibi kısa süreli bir operasyondur.

Uygulama sırasında mikro kanüller kullanıldığı için kişide ameliyat izi olmaz.

Barbie Tip Vajina Nasıldır?

Barbie vajina tipi; iç dudakların kısa ve düz olması, karşıdan bakıldığında görülmemesi, klitorisin ince ve çok az bir bölümünün görünür olmasıdır. Dış dudaklar düz, dolgun ve diğer yapıları örter biçimdedir. Vajinanın açıklığı tamamen kapalı durur.

Farklı pek çok toplumda en çok beğenilen vajina görüntüsüdür.

Barbie Vajina Estetiği Kimlere Yapılır?

  • Bireyin kendi vajina görünümünden hoşlanmaması
  • Kilo değişimleri nedeniyle dış ve iç dudaklarda sarkma
  • Doğum sonrası şekil deformasyonu
  • Vajina kaslarının genişlemiş olması
  • Cinsel hazda zamanla azalma meydana gelmiş olması
  • Klitoriste deri fazlalığı gibi problemlere sahip bireylere Barbie vajina estetiğiyapılabilir.

Bireyin sağlık koşullarının Barbie vajina ameliyatı için uygun olup olmadığı ilk muayene sonrası yapılan tetkikler ile belirlenmektedir. Bu sayede olası bir risk faktörü bireyin hekimi tarafından tespit edilir ve operasyon planı buna göre oluşturulur.

Barbie Vajina Estetiği Riskleri Nelerdir?

Bu operasyonu geçiren bireylerde ilk günler geçici birtakım belirtiler oluşabilir. Bu belirtiler kendiliğinden birkaç gün içerisinde iyileşir.

Operasyonun getirebileceği ciddi risk faktörleri muayene sonrası yapılan tetkikler ile operasyon öncesi dönemde tespit edilmektedir. Eğer riskli bir durum söz konusu ise bireyin doktoru işlemi yapmaktan vazgeçecektir. Bu nedenle; operasyon riskli olmayan, uzman doktor kontrolünde güvenle gerçekleştirilen bir tedavi metodudur. Var olan diğer risk unsurları tüm cerrahi işlemler için geçerlidir.

Barbie Vajina Estetiği Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Barbie vajina estetiği yaptıranlar, uygulama sonrası doktorlarının belirttiği tüm durumlara karşı dikkatli olmalıdır. Bu sayede iyileşme süreci konforlu ve komplikasyon gelişmesi açısından güvenli bir süreç haline gelecektir.

Uygulama sonrası ilk günler ağrı şikayeti olabilir. Bunun için bireyler doktorları tarafından kendilerine reçete edilen ağrı kesiciden başka bir ilaç kullanmamalıdır. Bazı ağrı kesiciler bu süreçte komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle eğer başka bir ilaç kullanılmak isteniyorsa mutlaka öncesinde birey doktoruna danışmalıdır.

İlk günler ödem, kızarıklık ve morluk olabilir. Operasyon yapıldığı için dokular yavaş yavaş birbirlerine tutunurlar ve bu belirtiler kendiliğinden geçer. Ancak eğer belirtiler kötüleşiyorsa, iyileşmiyorsa, ödem miktarı çok ciddi boyuttaysa birey doktoruna danışmalıdır.

İşlemden sonra genellikle 4 hafta boyunca cinsel ilişkiye girilmemesi ve bölgeyi uyarıcı herhangi bir eylemde bulunmaması önerilir. Bu süre bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Bu konuda bireyin doktoru kendisine bilgi verecektir.

İşlemden sonra sodyum oranı yüksek paketli gıdalar ve tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Ödemin artmasını engellemek için önemlidir.

Operasyon sonrası birkaç hafta alkol ve sigara tüketiminden uzak durulmalıdır. Aksi halde iyileşme gecikebilir ve ödem fazlalığı, kanama, enfeksiyon gibi komplikasyonlar gelişebilir.

İlk günler hafif kaşıntı, sıcağa ve soğuğa karşı duyarlılığın artması görülebilir. Bu belirtiler zamanla kaybolur.

Barbie Vajina Estetiği Fiyatları Nedir?

Barbie vajina estetiği fiyatları her bireyde farklılık göstermektedir. Bunun nedeni uygulamanın bireye özel olarak planlanmasıdır. Bu nedenle net bir fiyattan söz etmek mümkün olmamaktadır.

Tedavi öncesinde fiyat bilgisi ve tedavi hakkında merak edilen diğer sorular için kliniğimizin web sitesinde yer alan iletişim bilgilerimizi kullanabilirsiniz. Ardından hemen randevunuzu oluşturabilir ve doktorunuzun muayene bulgularınızı değerlendirerek sizin için uygun bir tedavi planı oluşturmasını sağlayabilirsiniz. Op. Dr. Özgü Keskin Yılmaz ile iletişime geçmek ve randevu almak için tıklayın.

Düşük Yapma Belirtileri

Düşük Yapma Belirtileri

Hamileliğin ilk 24 haftalık sürecinde bebeğin aniden kaybedilmesi ve gebeliğin sonlanması düşük yapma olarak adlandırılmaktadır. İlk 3 aylık dönemde düşük ‘erken düşük’ olarak adlandırılır ve düşüklerin %15 – 20’si bu şekilde meydana gelmektedir.

12 – 24 haftalık süreçte ise durum geç düşük olarak adlandırılır. Nadiren ortaya çıkan bir durumdur. Genellikte kromozom anomalilerinden kaynaklanmaktadır.

Düşük Belirtileri

Hamile bir bireyin düşük yapma belirtileri şu şekildedir;

  • Karında veya bel bölgesinde kramp veya şiddetli ağrı
  • Vajinal lekelenme
  • Vajinal kanama
  • Vajinadan sıvı veya doku parçalarının gelmesi
  • Sırtta hafif düzeyde veya şiddetli ağrı
  • Ateş
  • Halsizlik
  • Mide bulantısı – kusma

Bu belirtilerin tamamı her bireyde görülmeyebilir veya görülme şiddeti farklı olabilmektedir. Bazen düşüğe işaret etmiyor da olabilir. Bu nedenle bu tür belirtiler sonrasında zaman kaybetmeden hemen jinekoloğa başvurulmalıdır.

Düşük Yapma Nedenleri

Hamilelik döneminde farklı nedenlere bağlı olarak düşük görülebilir. Genel olarak bu nedenler annede görülen;

  • Enfeksiyon
  • Kontrol altına alınmamış şeker hastalığı
  • Radyasyona maruz kalma
  • Yetersiz beslenme
  • Spermde DNA hasarı
  • Hormon bozuklukları
  • Rahim veya servikste görülen rahatsızlıklar (rahim ağzının gevşek olması, rahim yapısının anormal olması vb.)
  • Guatr gibi bazı sistemik hastalıklardır.

Ayrıca;

  • Bireyin 35 yaşından daha büyük olması (yaş arttıkça risk de orantılı olarak artar)
  • Daha önce art arda düşük yapmış olmak
  • Gebelikte sigara, alkol, madde kullanımı
  • Obezite veya çok zayıf olmak
  • Amniyosentez gibi İnvaziv Prenatal Test uygulamaları gibi durumlarda da düşük meydana gelebilir.

Kimyasal Gebelik

Kimyasal gebelik cinsel ilişkiden sonra döllenme olayının gerçekleşmiş olması ancak ilk 5 hafta içerisinde gebeliğin sonlandığı duruma verilen addır.

Gebelik kesesi henüz ultrasonda görülmeden gerçekleşirler. Oldukça erken dönemde gerçekleşen bu düşük çeşidinde birey düşük yaptığının farkında bile olmayabilir. Normal düşük belirtileri sırasında görülen halsizlik, yoğun ağrı, bulantı – kusma gibi belirtiler kimyasal gebelikte genellikte ortaya çıkmaz.

Kimyasal gebelik sırasında düşük yapma belirtileri:

  • Hafif karın ağrısı
  • Gebelik testinin pozitif olup 5 hafta içerisinde negatif sonuç vermesi
  • Adet kanamasının beklenenden erken gelmesi ve yoğun kanama olması
  • Kan testinde Beta HCG düzeyinde düşüş şeklindedir.

Diğer makalemiz olan hamilelikte kabızlık başlığına da göz atabilirsiniz. Mersin kadın doğum doktoru olan Özgü Keskin YILMAZ ile iletişim kanallarından ulaşarak randevu alabilirsiniz.

Evlilikte kan uyuşmazlığı

Kan Uyuşmazlığı Nedir?

Evlilikte kan uyuşmazlığı, eşlerin kan grupları arasında uygunsuzluk durumu olmasına verilen isimdir. A, B, AB ve 0 olmak üzere 4 farklı kan grubu türü bulunmaktadır. Buna ek olarak hepsinin kendi içinde yer alan RH değeri vardır. Bu da pozitif ya da negatif olma durumunu belirlemektedir. Uyuşmazlık ise çoğunlukla kadının RH negatif olduğu erkeğin ise RH pozitif olduğu senaryolarda ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda bebeğin RH değeri negatif olursa bazı riskler ortaya çıkmaktadır. Çünkü gebelik esnasında anne vücudunda tepki olarak antikor üretimi gerçekleşmeye başlamaktadır. Dolayısıyla gebelik ve doğumda bebekte başta anemi olmak üzere farklı birçok rahatsızlık yaşanma olasılığı artış göstermektedir.

Kan Uyuşmazlığı Neden Olur?

Günümüzde evlenmek isteyen çiftlerden öncelikle sağlık raporu talep edilmektedir. Bu sayede kan testi de yapılmış olur. Eğer kan uyuşmazlığı tespit edilirse gebelik durumunda risk oluşmaması için kadın doğum doktoruna bu durum çift tarafından bildirilmelidir. Böylece gereken tedavi uygulanabilecek ve bebeğin sağlıklı bir şekilde doğması mümkün olacaktır. Her ne kadar raporlarda bu durum ortaya çıksa da evliliğe engel bir durum söz konusu değildir. Sadece çocuk sahibi olma kararı verildiğinde gerekli özenin gösterilmesi yeterli olmaktadır. Bunların yanı sıra kan uyuşmazlığı genetik yatkınlık gösteren bir problem türüdür. Böyle bir hastalıkla normal doğum veya diğer doğum yöntemleri ile doğan çocuk büyüyüp evlendiğinde kendi bebeğinde de benzer durumun yaşanma ihtimali oldukça yüksek oluyor.

Evlilikte kan uyuşmazlığı olması halinde genellikle ilk hamilelikte bir sorun yaşanması beklenmemektedir. Bu sorun daha çok diğer gebeliklerde ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı ebeveynlerin bu konuda son derece hassas davranması gereklidir. Kan uyuşmazlığı testinin yapıldığı bölüm hematoloji ve iç Hastalıkları şeklindedir. Hamile olunduğu anlaşıldığı andan itibaren kadın doğum uzmanı da dâhil olmak üzere kontrollere düzenli olarak gidilmesi tavsiye edilmektedir. Uyuşmazlık tespit edilen gebeliklere 5. ve 7. ay çok daha önemli hale gelmektedir. Doktorlar çoğunlukla tedaviyi sağlarken iğne yapılmasını tercih etmektedir. Bu iğnenin ismi ise RH immunoglobulin şeklinde geçmektedir. Uygulandığında annenin oluşturduğu antikorlar durdurulabilmektedir. Böylelikle bebekte ortaya çıkabilecek ve çok tehlikeli seviyelere gelebilen anemi riski önlenmiş olmaktadır.

Hamilelikte kabızlık

Kabızlık, bağırsakların gereken düzeyde çalışmaması sonucunda ortaya çıkan ve dışkı yapmanın düzensiz hale gelmesini yol açan bir hastalık türüdür. Yaşanan rahatsızlık sonucunda dışkı aşırı sert ve küçük olabilmektedir. Ayrıca tuvalet yapılırken aşırı zorlanma durumu sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.  Hamilelikte kabızlık ise normal insanlara göre daha sık karşılaşılabilen bir problemdir. Bir hafta içerisinde üç seferden az tuvalete gitme gereği duyuluyorsa bu durum kabızlığın işareti olmaktadır. Anne sağlığını olumsuz olarak etkilemesinin yanı sıra yaşam konforunu da düşüren bir hastalık çeşididir. Dolayısıyla tedavi için mutlaka bir doktor kontrolüne gidilmelidir. Uygun yöntemler ve doktorun yönlendirmesi ile hamile kadınların kabızlık sorunu çözülebilmektedir. Bunun için ise hastanelerin dahiliye bölümüne başvurmak yeterli olmaktadır. 

Hamilelikte Kabızlık Neden Olur?

Hamilelikte kadın vücudu hormonların artmasıyla birlikte birçok değişime uğramaktadır. Bundan dolayı da normalde görülmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkma olasılığı oldukça yüksektir. Bunlardan birisi de kabızlık olmaktadır. Normalde düzgün çalışan bağırsak sistemi gebelik sırasında sekteye uğrayabilmektedir. Bu da gebe kişilerin yaşadığı sorunların artmasına neden olmaktadır. Genellikle hastalığın temel sebebi hızlı kilo alımıdır. Özellikle ilk aylarda alınabilen kilolar ve hormonal değişiklikler bir araya geldiğinde kabızlık yaşanma ihtimali de artış göstermektedir. Bunun dışında hamilelikte kabızlık sebepleri arasında demir eksikliği de bulunmaktadır. Demirin yeterli alınmaması halinde kansızlık sorunu baş göstermektedir. Dolayısıyla akla demir takviyesi almak gelmektedir ancak bu da kabızlık yaşanmasını tetiklemektedir.

Hamilikte kabızlık rahatsızlığının yaşanmaması için bazı öneriler vardır. Bunlardan birisi de hamilelerin yapabileceği egzersizlerdir. Özellikle düzenli yürüyüş yapmak bağırsak aktivitelerini arttırmakta son derece etkilidir. Ayrıca yüzme ya da yoga gibi etkinlikler de kabızın önlenmesi için önemlidir. Bunun dışında demir eksikliğine karşılık alınan takviyelere dikkat edilmesi gerekir. Çünkü yüksek demir de kabızlığın temel sebeplerinden birisidir. Bunun için doktora başvurulmalı ve kullanılan ilaçların ya da gıda takviyelerinin demir içeriğine dikkat edilmelidir. Tüm bunlara ek olarak sıvı tüketimini arttırmak da kabızlığın ortaya çıkmasını engellemekte önemli bir role sahiptir. Yine doktorunuza danışarak günlük olarak içilmesi gereken su miktarı öğrenilebilmektedir. Buna özen gösterilmesi halinde hamilelik süreci çok daha kolay bir şekilde geçirilebilmektedir.

Polip nedir? Polip ameliyatı

Polip Belirtileri,Tedavisi ve Ameliyatı 

“Polip nedir?” sorusuna cevap vericek olursak; polip aslında tümor olarak adlandırılmaktadır. Vücudun çeşitli dokularında yer alabilir. Özellikle rahim, bağırsak ve burun gibi yerlerde görülmektedir. Sağlık açısından tehdit oluşturur ve müdahale edilmesi şarttır. Bulunduğu yerde ki dokuya, bölgede köklendiği yerde iyi huylu da çıkabilmektedir. Fakat kötü huylu olması halinde kanser olma riskinin de yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Cerrahi operasyon uzman doktor tarafından karar verilerek yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir.

Rahim İçi Polip Belirtileri Nelerdir?

Polipler herhangi bir nedene, belirtiye gerek duymayabilir. Direk olarak teşhis edilmesi zordur. Küçük polipler sağlığınızı etkilemediği zaman dikkat edilmez ve teşhis için gecikmeler olabilir. Fakat iş hayatınızda, günlük yaşamınızda etki edecek dereceye geldiğinde kontrol altına alınması uzman tarafından incelenmesi şarttır.

Rahim ve rahim içinde oluşan poliplerin belirtileri şunlardır:

Cinsel ilişki sırasında kanama
İlişki sırasında yaşanan ağrı
Düzensiz adet sorunu
Normalden uzun süre adet günü
Hamile kalamama

Polip Tedavisi

Boyutlarına göre incelendikten sonra cerrahi müdahale gerektirebilir. Günümüzde tedavi için çeşitli uygulamalar mevcuttur. Özellikle doktora başvurmadan çevreden duyulan yöntemlerin kullanılması poliplerde iyileştirme yerine farklı sağlık sorunlarına yol açabilir. Cerrahi olarak alınması ise polipektomi olarak geçmektedir. ( endoskopik işlem )

Rahim içi poliplerde tedavi edilmesi için cerrahi müdahale dışında tedaviler mümkündür. Polip, hormonal değişimlere sebebiyet verdiği için ilaç kullanımı ile düzene sokulabilir. İlaç kullanımı devamlı olarak genelde önerilmemektedir. İlac bırakıldığı zaman polip oluşumu direk gözlemlenir.

Polip Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Hastanede yapılan işlem sonrasında kalmanız gerekmez. Gün içinde cerrahi müdahaleden sonra taburcu edilirsiniz. Rahim içinde yapılan polip ameliyatında lokal anestezi uygulanmaktadır.

Polipler Alınmazsa Ne Olur?

2 cm ve üzeri olan polipler risk grubundadır. Alınmadığı takdirde ise düşük, kısırlık olabilmektedir.

Yaşadığınız sorun ve belirtiler var ise iletişim sayfamızda yer alan numaralardan bize ulaşabilir, bilgi alabilirsiniz. Poliplerin ertelenmemesi tedavi edilmesi kesinlikle şarttır. Diğer makalemiz olan Smear testi nedir blogumuza göz atabilirsiniz.

Genital Siğil Belirtileri

Genital siğil belirtileri Siğiller tür ve göründükleri yere bağlı şekilde, farklı boyut, biçim ve renklerde meydana gelir. Ancak ana hatlarıyla yuvarlak, kaba dokulu, kahverengi ya da sarımsı yapıdadır.

Her ne kadar siğil genellikle ayaklarda, ellerde ve yüzde görülse de genital bölgede de rastlanabilir. HOV olarak da adlandırılan Human Papilloma Virüsü, cinsel ilişki ya da temas ardından bulaşan viral bir hastalıktır.

Genital siğil belirtileri hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir. Bunlar deride açık ya da koyu kahverengi kabarcıklar, kimi zaman lekeler şeklindedir. Bazen tek bazen de yan yana görülebilir. Bazı durumlarda ise et beni olarak düşünülebilir. Cinsel ilişki esnasında kanamaya sebep olabileceği gibi kaşıntıları beraberinde getirebilir.

Genital Siğil Belirtileri Nelerdir?

Genital siğil tedavi edilmezse ne olur? Bu durum tedavi edilmezse yaşamı olumuz etkileyecektir. Bunun yanı sıra kadınlarda ilerledikçe rahim ağzı kanserine yol açabilir. Bu nedenle belirtilerin bilinmesi, hemen doktora gidilmesi gerekir.

Genital siğiller toplu iğne başı büyüklüğünde, pürtüklü ve kabarcıklı yapıdadır. Cinsel ilişki esnasında hafif kanamalar meydana gelebilir. Genel olarak ağrı veya acıya sebep olmasa da kaşıntılara neden olabilir.

Erkeklerde idrar yaparken, idrarın çatallarak çıkması bir belirti olabilir. Ayrıca şu gibi belirtiler de sayılabilir;

  1. İlişki esnasında meydana gelen kanamalar, genital siğili gösterebilir.
  2. Lezyonla beraber ağrılar, genital siğil gösterebilir.
  3. Genital bölgede kaşıntı ve rahatsızlık, siğili gösterebilir.
  4. Genital bölgede yer alan derinin kabarık olması, lezyonlar belirti olabilir.

Genital siğil belirtileri bulunuyorsa, en kısa sürede doktora gidilmelidir.

Genital Siğil Belirtileri

Genital Siğil Neden Oluşur?

Genital siğil hangi yollarla bulaşır, nedenleri nelerdir büyük bir önem taşır. Zira böylece gerekli önlemleri almanız, dikkatli olmanız mümkündür. Ana hatlarıyla bunlar şöyle sayılabilir;

  1. Birden fazla bireyle, korunmadan cinsel ilişki yaşamak
  2. Cinsel temasla bulaşan enfeksiyonun mevcut olması
  3. Genç yaşta cinsel yaşama başlamak
  4. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların alınması

Genital siğil belirtileri kadar bunların da farkında olmak, en başta yakalanmamak için önlem almanıza yardımcı olacaktır. Günümüzde 200 üzeri HPV türü bilinmektedir. Ancak sadece 40 tane türü genital siğil oluşturur. Sıklıkla HPV 6 ve 11 türleri gözlemlenmektedir.

Genital Siğil Nasıl Anlaşılır?

Genital siğilin tedavi edilmesi için sadece genital siğil belirtileri yeterli değildir. Bunun haricinde tanı ve teşhis yöntemleri uygulanarak kesin olarak varlığı belirlenir. Kadınlarda bunlar, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarının yaptığı muayene ile fark edilebilir. Eğer gözle görülmeyen bir alandaysa pelvik muayene gerekebilir.

Muayene sırasında siğillerin belirgin olması amacıyla, asit bazlı çözelti kullanılabilir. Bunun dışında tanıyı netleştirmek amacıyla ek çözümlere de gidilebilir. Tanı konulduktan sonra cerrahi olarak alınması, koter ve lazerle yakılması ya da kriyoterapi ile dondurulması gibi çözümlere gidilir.

Genital siğit mersin tedavisi için sayfamıza göz atın.

Smear Testi Nedir? Smear Testi Neden Yapılır?

Smear testi nedir?

Smear Testi Nedir?

Smear testi, öncelikle rahim ağzı kanseri olmak üzere, rahim ağzında oluşan hücresel düzensizlik ve kanser belirtisi enfeksiyonlarında kullanılmaktadır. Bu test ile hücresel bozukluklar daha erken tespit edilerek rahim ve rahim ağzı kanseri riski kolayca kontrol altına alınabilir. Rahim ağzı kanseri kadınlarda görülen en çok kanser çeşidi olarak bilinmektedir.

Hastalık sıklıkla etken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, HPV enfeksiyonu, A vitamini düzeyi ve birçok partner gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla test yaptırmak rahim ağzı kanserini taramaya yönelik büyük rol taşımaktadır. Mersin smear testi oldukça basit ve ağrısız bir işlemdir. Serviks bölgesinden fırça yardımı ile sürüntünün alınmasıyla hücre örnekleri toplanır ve test gerçekleştirilir. Daha sonra alınan örnek patolog tarafından mikroskop aracı ile herhangi bir anormal gelişimin olup olmadığı incelenmektedir.

Testin pozitif sonuçlanması durumunda kadın doğum uzmanı hastadan HPV testi ya da kolposkopi istemektedir. Bu test adet döneminde yapılmamakta, en uygun zamanı ise adetten 10-20 gün sonrasıdır. Bu testin asıl hedefi olası bir kanser saptaması değil, kanser olmayan fakat kansere dönüşüm olasılığı olan prekanseröz lezyonları yakalamaktadır. Smear alınmadan önce 48 saat içerisinde herhangi bir cinsel ilişki kurulmamış olması ve vajinanın yıkanmaması gerekmektedir.

Smear Testi Neden Yapılır?

 

Mersin smear testi

Mersin smear testi, rahim ağzı ve rahim içi zarı bölgesinde meydana gelen anormal hücrelerin olup olmadığını veya var ise hangi evrede olduğunu öğrenmek için uygulanır. Fakat smear testi yalnızca kanser ile ilgili değildir. Rahim ağzı kanseri gibi ciddi bir rahatsızlığın etken tanısında büyük önem taşısa da enfeksiyonel hastalıkların rahimde yol açtığı değişikliklerinin tanısında da kullanılmaktadır.

Bu test, kanser öncüsü hücrelerin erken dönemde belirlenmesi ve hastanın sağlık durumuna bağlı kısa sürede tedavi edilmesini sağlamaktadır. Yapılan erken tanı ile beraber, kanser dokularının ilerlemesi engellenerek tedavi uygulanır. Erken tanı sayesinde hastalar, rahim ağzı kanserinin etkilerinden korunabilir ve kendilerine uygun tedavi yöntemleri ile sağlıklarına kavuşurlar. Ayrıca sonucun çıkma süreci yaptırdığınız yere göre değişkenlik göstermektedir.

Rahim Ağzı Kanseri ve Öncü Lezyonlar İçin Risk Faktörleri

  • Erken ilk cinsel deneyim
  • Sigara kullanımı
  • Düşük eğitim düzeyinin olması
  • Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanma
  • Sebze ve meyve besininden düşük beslenme
  • Aşırı kilo
  • Bağışıklık sistem yetersizliği
  • HIV enfeksiyonu
  • Anne veya aile içerisinde kız kardeşte serviks kanseri olması
  • Rutin bir şekilde smear testi yaptırmama
  • Cinsel yol aracılığıyla bulaşan Herpes virüs ve HPV hikayesi olması
  • İleri yaş
  • Irk (siyahilerde risk daha fazla)
  • Asya Afrika ve Latin Amerika kökeni
  • Erken ilk gebelik yaşı
  • Birden fazla gebelik yaşamış olmak
  • Folik asit, A vitamini ve C vitamininden eksik diyet
  • Bireyin kendisinin veya eşinin çok fazla seksüel partnerinin olması
  • Genital siğil
  • Kötü genital bakım

Smear Testi Yapılmaya Ne Zaman Başlanmalı?

Smear testi ilk cinsel deneyiminden 3 yıl sonra veya 21 yaşından sonra yapılmaya başlanmalıdır. 30 yaş aralığından küçük kadınlar senede bir defa smear yapmalıdır. 30 yaşından büyük kadınlara ise 3 defa ardışık smear sonucu negatif ise 2 veya 3 senede bir smear testi tekrarlanmalıdır. Fakat HIV pozitif görünenler, bağışıklık sistemi eksik olanlar, östrojen kullananlar, organ transplantasyonu yapılanlarda tarama sıklığı arttırılmalıdır.

Smear testi bir tarama testi olduğundan dolayı şüpheli sonuç geldiğinde kolposkopi, biyopsi ve servikal kürtaj gerekebilmektedir. Rahim ağzı kanseri ise genellikle ortalama 35-55 yaş arasında görülmektedir. Bununla birlikte 20 yaş altı kadınlarda görülmesi nadirdir.

Konu ile ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilir ve ilgili içeriğimizi izleyebilirsiniz:

Smear testi nedir? Smear testi neden yapılır?

Dış Gebelik Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Dış Gebelik

Adından da anlaşılacağı gibi dış gebelik, yumurtanın rahim dışında döllenmesini ifade etmektedir. Normal şartlarda hamileliğin başlaması esnasında yumurta rahim duvarına tutunmaktadır. Fakat genellikle dış gebelik, fallop tüpleri adı verilen ve yumurtaları yumurtalıktan rahme taşıma görevini üstlenen bu oluşumlardan birinde meydana gelmektedir. Bu şekildeki hamilelikler aynı zamanda tübal hamilelik olarak da anılmaktadır. Diğer dış gebelik durumları ise abdominal kaviste, yumurtalıkta ve rahim boynunda gerçekleşmektedir.

Normal bir şekilde devam edemeyecek olan bu gebelik oluşumunda yumurta kurtulamaz ve büyüyen doku diğer yapılara zarar vermeye başlar. Bundan dolayı mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu durum kişiyi hayati tehlikeye sokabilecek kanamalara neden olabilmektedir. Ayrıca erken yapılan tedavi sağlıklı hamilelik şartlarının yaratılmasını da bir o kadar olanaklı hale getirmektedir.

Dış Gebeliğe Neden Olabilecek Durumlar

  • Daha önceden yaşanmış dış gebelik
  • İltihap ve enfeksiyon
  • Doğurganlık sorunları
  • Yapısal bozukluklar (doğumsal ya da sonradan gelişen üreme organlarında)
  • Doğum kontrol seçeneklerine (tüp ligasyonu veya rahim içi araç) rağmen hamile kalmış olmak
  • Sigara kullanımı
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
  • Birde fazla kez kürtaj işlemi yaşanmış olması
  • 35 ve daha üzeri yaşlarda gebe kalınması
  • Daha önceden yaşanmış pelvik ve abdominal cerrahi operasyonlar
  • Önceden yaşanmış enfeksiyonlara bağlı yara (skar) dokularının varlığı
  • Doğurganlık arttırıcı ilaçlar ve tedaviler ile oluşmuş gebelik

Dış Gebelik Belirtileri Nelerdir?

Dış gebelik yaşayan kişiler ilk başlarda hiçbir belirti yaşamayabilir. Çünkü ektopik yani dış gebelik, tipik hamilelik belirtileri (regl olmama, bulantı, hassaslık vs.) verebilir. Normal gebelik ve dış gebelik arasında bazı farklar yaşanmakta ve ektopik gebelik olması gerektiği gibi devam etmemektedir. Önemli ve yaygın belirtileri de şu şekildedir;

  • Vajinal lekelenmeler ve kanamalar yaşanması
  • Bıçak sağlanması şeklinde keskin ağrılar hissedilmesi
  • Karnın yalnızca tek bir tarafında ortaya çıkan ağrıların görülmesi
  • Sindirim sistemi bozuklukları
  • Kilo kaybı
  • Baş dönmesi ve bayılmalar
  • Rektal basınç oluşumu

Dış gebelik de görülen belirtilerden herhangi birine sahip olan kişi mutlaka bir kadın doğum uzmanı ile görüşmelidir. Başvurulan uzmanlarca pelvik bölgeye fiziki muayene yapılabilmektedir. Fakat tanının tam anlamıyla konulması ultrasonografik incelemeler sonucunda olmaktadır. Yapılan testler sonucunda eğer dış gebelik tanısı konulduysa bir an önce tedaviye başlanması gerekmektedir. Çünkü bu şekilde oluşan embriyonun gelişmesi ve dünyaya gelmesi ihtimali yoktur.

Ektopik gebeliğin tedavisinde farklı yöntemlerden yararlanılmaktadır. Dokuyu yok etmek için hamileliğin seviyesine bakılarak metotreksat olarak adlandırılan baskılayıcı kullanılabilinmektedir. Bu ilaç enjeksiyon şeklinde uygulanmakta ve hücre büyümesini engelleyerek düşük süsü vermektedir. Kasılma ve kanama gibi belirtilere rastlanan bu yöntemde ilacın etkisini anlamak için aralıklı olarak kan testleri yapılmaktadır. Cerrahi işleme gerek kalmayan bu işlemde fallop tüpler zarara uğramamaktadır.

Eğer gebeliğin teşhisinde geç kalınmış ve tüplerde patlama, yırtılma, gerilme gibi sorunlar meydana gelmişse genellikle tüplerin bir kısmı veya tamamı cerrahi operasyonlarla alınmaktadır. Operasyon uzman hekim tarafından kapalı ya da açık şekilde gerçekleştirilebilinir. Burada önemli olan kanamanın bir an önce durdurulmasıdır.

Daha fazla detaylı bilgi için https://ozgukeskinyilmaz.com/mersin-dis-gebelik/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

HPV Aşısı Kimlere Yapılır?

HPV; Human Papilloma Virüs’ün kısaltmasıdır. Yaygın bir görülme oranına sahip olan ancak belirti göstermeyen, bulaşıcı kategoride yer alan DNA virüslerinden birisdir. Cinsel yol ile bulaşan bir enfeksiyon olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 200 tipi bulunan HPV’den korunmak için HPV aşısı yapılması, önem taşıyan bir konudur. HPV aşısı söz konusu olduğunda; HPV aşısı yan etkileri neler, HPV aşısı kimlere yapılır, kimlere yapılmamalıdır gibi kişilerin aklına bazı sorular takılmaktadır.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Özgü Keskin Yılmaz’ın “HPV Aşısı Ne Zaman Yapılır?” adlı videosuna ulaşmak için linki tıklayabilirsiniz. 

https://www.youtube.com/shorts/2EnCk9fZxTg

HPV

200 civarında tipe sahip olan, bunlardan yaklaşık 20 tanesinin genital enfeksiyona neden olduğu bilinen HPV, yüksek riskli kanser yapan/düşük riskli siğil yapan tipleri mevcuttur. Kadınlarda servikal kanser, vulva-vajina kanseri, anüs kanseri, kanser öncü hücreleri, lezyonlar; erkeklerde anüs ve penis kanseri ile alakalı sonuçlar doğurmakta olan bir virüstür. Bulaşmasındaki temel neden cinsel beraberlik olmaktadır. Enfekte olan kişinin vajinası ya da dış genital bölgesi ile temas edilmesi ile bulaşmaktadır. Prezervatif kullanımı ile dahi maalesef enfekte olan bölgeden tam korunma mümkün olmamaktadır.

HPV Aşısı Nedir, Ne İşe Yarar?

HPV aşısındaki öncelikli amaç; virüsü kontrol altına almak olmaktadır. Bu virüse yönelik geliştirilen koruyucu yani proflaktik aşılar ile birincil korunma sağlanmaktadır. Özellikle bulaşma öncesinde korumaya başlanılarak rahim ağzı ve diğer HPV’ye bağlı kanserler ve öncü lezyonların risk oranı azaltılmaktadır. HPV aşısı; kadınlarda direkt olarak rahim ağzı kanserine neden olan HPV tip 6, 11, 16, 18 virüslerine yönelik geliştirilmiştir. 

2 tip HPV aşısı uygulandığı bilinmektedir. Merck tarafından üretimi yapılan Gardasil ve GLaxo Smith Kline tarafından üretilen Cervarix. Gardasil aşısı tip 6-11-16-18’e benzer yapıya sahiptir. Cervarix ise tip 16 ve tip 18’e benzeyen yapıdadır.

HPV aşısı ile henüz teması olunmamış ya da çok yakın bir zaman diliminde teması gerçekleşen kişilerde uygulama yapılarak; virüse benzeyen molekül yapısına sahip moleküller vücuda verilerek bağışıklık sistemi uyarılmaktadır. HPV aşısı rekombinant bir aşıdır. Yani, canlı aşı kullanılmamaktadır ve bu nedenle hasta yapıcı etkide bulunmamaktadır.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özgü Keskin Yılmaz’ın “HPV Aşısı” adlı kısa videoya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. 

https://www.youtube.com/shorts/-2kIzvQiuvQ 

HPV Aşısı Kimlere Yapılmalı

HPV aşısı kimlere yapılmalı sorusunun detaylı açıklaması şöyle yapılmaktadır;

  • Cinsel birliktelikte henüz bulunmamış kadınlarda 9 ile 26 yaş aralığında,
  • Kadınlarda ilerleyen yaş olarak 40 yaşına dek olan yaşlarda,
  • Cinsel birliktelik yaşayan kadınlarda Smear testi ile HPV tiplemesinin ardından HPV tip 6, 11, 16 ve 18 tespiti yoksa aşı uygulanmaktadır.
  • En uygun yaşlar; cinsel aktivitenin henüz başlamadığı ve bağışıklık sisteminin verdiği cevabın en kuvvetli olduğu 10- 14 yaş aralığı olmaktadır. Dünya üzerinde gelişmiş ülkelerin çoğunda ulusal aşı programına dahil olan HPV aşısı ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Cinsel yaşamın başlamadan önce yapılması önem taşımaktadır. Bu sayede %100 oranında kanser HPV türlerinden korunma sağlanabilmektedir. FDA; HPV aşısının kadın ve erkeklere 45 yaşına dek yapılması konusunda onay vermiştir.

Aşı sonrasında kol ağrısı ve hafif şişlik dışında bir yan etkisi bulunmamaktadır.

HPV Aşısı Kimlere Yapılmamalı

HPV aşısı kimlere yapılmamalı:

  • Gebelere
  • Ağır hastalıklardan müzdarip kişilere
  • Kanser tedavisi görenlere
  • Organ nakli geçirmiş kişilere
  • İmmün sistemi çeşitli nedenlerle zayıflamış kişilere HPV aşısı yapılmaz.

Alerji sorunu yaşayanlar ile emziren anneler ise doktor kontrolünde yapılabilmektedir.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://ozgukeskinyilmaz.com/rahim-agzi-kanseri-ve-asisi-smear-testi-hpv-virusu/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

HPV aşısı ile ilgili Op.Dr. Özgü Keskin Yılmaz’ın videosunu izlemek için tıklayın.

Rahim Ağzı Aşısı Kaç Yaşında Yapılır?

Rahim Ağzı Aşısı Kaç Yaşında Yapılır?

Rahim ağzı kanserinden korunmak için öncelikle HPV enfeksiyonundan korunmak gerekir. Türkiye’de HPV virüsüne karşı geliştirilmiş 2 tane aşı bulunmaktadır. İlk cinsel tecrübeyi yaşamadan önce 11-12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarına aşı yapılmalıdır. Ancak cinsel tecrübe yaşanmış bile olsa 9-26 yaş arasındaki her erkek ve kadına da aşı yapılabilmektedir. Araştırmalar bu aşıların kadınlarda, 43 yaşına kadar etkili olabileceğini göstermekte. Bu aşılar 15 yaşın altındaki bireylere 2 doz, 15 yaşın üstündeki bireylere ise 3 doz olarak yapılmalıdır. Aşıyı yaptırmış olsanız bile rutin yapılan rahim ağzı kanser taraması testlerini yaptırmaya devam etmelisiniz.

Rahim ağzı kanseri genellikle erken dönemde bir belirti göstermemektedir. Belirtilerin olmadığı bu dönemde teşhis edilen anormal smear testi aracılığı ile rahim ağzı kanserinden şüphelenilir. Regl dışı kanama ya da lekelenme, cinsel ilişki sonrasında kanama, menopoz dönemi sonrasında kanama, kahverengi – sulu pembe akıntı, regl kanaması miktarının normalden çok olması gibi semptomlar olacağı gibi ileri dönemlerde idrar yapma ile alakalı sorunlar, kasık ağrıları, kilo kaybı, bacaklarda ödem gibi şikayetlere yol açabilir.

Rahim Ağzı Kanserinin Hangi Durumlarda Görülme Riski Artıyor?

Rahim ağzı kanserinin hangi durumlarda görülme riski artıyor;

  • Birden fazla cinsel partneriniz var ise,
  • Birden fazla kişi ile cinsel ilişki yaşamış bir erkek partneriniz var ise,
  • 18 yaşından önce cinsel ilişki yaşanmışsa,
  • Sigara kullanıyorsanız,
  • Bağışıklık sisteminizin baskılanmasına neden olan durumlar (organ nakli, AIDS gibi)
  • Cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlar,
  • Çok fazla doğum yapmak.

Yukarıda belirttiğimiz durumlar söz konusu ise rahim ağzı kanseri görülme riski artmaktadır. Bu sebeple kısa bir süre içinde bir sağlık kuruluşuna başvurarak smear testi ve aşı talebinde bulunabilirsiniz.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavi ile Önlenebilir Mi?

HPV ve smear test sonuçlarınıza göre gerekli olan durumlarda rahim ağzınızın bir mikroskop aracılığı ile büyütülerek detaylı incelenmesi manasına gelen kolposkopi işlemi yapılmaktadır. İlgili bölgelerden biyopsiler alınır. Buna göre kansere öncü semptomlar saptandığında rahim ağzınızdan doku parçası çıkarılması gerekebilir. Bu işlem ile kanser önlenebilir. Kolposkopi ya da rahim ağzınızda gözle görülebilen lezyonlardan alınan biyopsi örneklerinin sonucuna göre kanser tespit edilir ise bazı muayene ve görüntülenme yöntemleriyle kanser yayılımı var mı yok mu değerlendirilir, hastalığın aşamasına göre kanserli olan dokuların çıkarılması için ameliyatlar, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemlerinden birkaçı uygulanır.

HPV Aşısı Kimlere Yapılır?” adlı yazımıza ulaşmak için tıklayın.

Ayrıca daha fazla detaylı bilgi için https://ozgukeskinyilmaz.com/rahim-agzi-kanseri-ve-asisi-smear-testi-hpv-virusu/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.